Jorge Jesus’un oyun planı: Fenerbahçe
Jorge Jesus’un oyun planı için kesin ve net bir şey söylemek gerekirse bu “agresif pres” olurdu. Flamengo zamanlarında benimsediği bu sistemi şu ana kadar Fenerbahçe’de de net bir şekilde görmekteyiz. Fenerbahçe, Rennes ve Alanyaspor karşısında neler yaptı?
Jorge Jesus’un oyun planı nedir?
Portekizli teknik direktörün akla ilk gelen oyun planı kurmaca oyun ve agresif pres olarak ön plana çıkmaktadır. Jorge Jesus, Rennes deplasmanında genellikle ön alanda baskı, duran top ve topa sahip olma oyunu oynattı. Alanyaspor maçında ise kadro rotasyona uğradı fakat oynanan oyun yine benzerlik gösterdi.
Duran toptan bahsetmişken; Dinamo Kiev maçında da çalıştıkları uzun taç atışlarını bu iki maç özelinde yeniden görmüş olduk. Sakatlıklar ve rotasyonla birlikte iki maç arasında daha detaylı bir analize hazır mısınız? Fenerbahçe’nin Rennes ve Antalyaspor maçlarında öne çıkan kritik oyun yapısını gelin birlikte inceleyelim.
Jorge Jesus’un oyun planı: Rennes
Jorge Jesus, Rennes maçında 3-4-2-1 dizilişini tercih etti. Peres, Slazai ve G. Henrique savunma üçlüsünde, İsmail ve Mert orta alanda görev alırken; sağ kenar Osayi, sol kenar L. Henrique oldu. Jorge Jesus, ileri üçlüde ise King, İrfan ve Batshuayi’yi tercih etti.
Fenerbahçe’nin hedeflediği oyun sisteminde; ikinci ve üçüncü bölgede pres yaparak, rakibi kenarlara doğru genişletmek istedi. Bununla birlikte İsmail, genellikle rakibin kolay çıkmasını engellemek adına ileri bölgede sürekli pres yaptı. Jesus aynı zamanda, King ve İrfan’a da bu şekilde görev verdi.
Rakip, kenarlara doğru genişlediğinde ise o bölgelerde üçgen kurarak yeniden rakibin çıkmasına engel oldular. Jesus ve ekibinin, Rennes’i iyi analiz ettiğini söylemek yanlış olmaz. Çünkü Fransız ekip, bu sezon sürekli geriden oyun kurmayı denedi. Ancak Bruno Genesio ve ekibinin de Fenerbahçe dersini çalıştığı unutmayalım.
Fenerbahçe, bu kadar yoğun pres ve kenar baskısı yapsa da üçlü savunmanın dezavantajlarını yaşadı. Rennes, bu kadar ileride baskı görünce sürekli geriden uzun toplar göndererek, savunma arkasına toplar denedi. İlk yarıda 7-8 kere bu topları denediğini gördük. Ancak Fenerbahçe savunması bunların hepsine müdahale etmeyi başardı.
Yukarıda duran top ve taç atışlarından bahsetmiştik. Fenerbahçe’nin ofsayttan atığı gol, uzun taç atışından geldi. Kiev maçında da sürekli uzun taç atışları denediklerini görmüştük. Bu şekilde son dakika golü bularak kazandılar.
Fenerbahçe, rakip yarı alana tüm hatlarıyla baskı yapıp en kısa sürede topu kazanmak istedi. Kullandıkları köşe vuruşlarında dahi dönen topları rakibine vermeden tehlike yaratmaya çalıştı. Jesus’un öğrencileri bundan da meyvesini aldı. İlk yarıda karşılanan dönen topta Batshuayi’nin kaçan net bir pozisyonu var.
Rennes, iki dakikada iki gol buldu!
İlk yarı golsüz sona erdi. İkinci yarıda sahada dinamik görünen taraf Rennes oldu. Üçlü savunmanın dezavantajlarından bahsetmiştik. Savunma arkasına denedikleri toplardan biri potansiyel tehlikeyle gole dönüştü. Terrier, savunma arkasına yaptığı koşuyla Altay ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda topu ağlara gönderdi.
Rennes, ilk yarıda yaptığı denemelerin sonucunu olumlu yönde görmeye başladı. Nitekim golden iki dakika sonra, Terrier orta alanda kazandığı topu savunma arkasına gönderdi. Savunma arasından kaçan Majer, Altay’ın kalesinden çok geç çıkmasıyla topu ağlara gönderdi. Böylelikle Rennes, hem skor üstünlüğünü hem de psikolojik üstünlüğü ele geçirdi.
Çoğunlukla deplasmanda oynayan takımların psikolojik olarak geriye düşmesi, oyunlarını olumsuz etkileyerek daha çok pozisyon vermesine sebep olur. Rennes, ikinci golden sonra vites arttırdı ve pozisyonlar bulmaya devam etti. Çoğunlukla sol kenardan geldiler fakat oyun sıkıştığında rahatlıkla sağ kenara döndüler.
İlk yarıda oynadıkları geriden uzun top oyunu, topa sahip olma oyununa dönüştü. Zaman zaman tempo düşürerek oyunu soğutmayı hedeflediler. 6 dakika bu baskıyı hisseden Fenerbahçe, oyun mücadelesinden vazgeçmedi. Mert Hakan, orta alanda kazandığı topu sağ kenarda İrfan’a gönderdi. Ayak ve şut kalitesi oldukça iyi olan İrfan, sorumluluk alarak şutunu çekti ve ceza sahası dışından golünü attı.
Bu golden sonra, Rennes ekibi oyunu soğutmaya yönelik taktik sergiledi diyebiliriz. Ancak Fenerbahçe yeniden oyuna döndü ve pres oyununu sürdürdü. Sakatlanan Luan Peres ve oyuncu değişiklikleri ile birlikte Fenerbahçe’nin sol kenarı komple değişti. Jorge Jesus, ileri ikiliyi de değiştirerek dolaylı yoldan “gol istiyorum” mesajını verdi.
Yenilenen sol kenar; Alioski, Emre Mor, zaman zaman Slazai’nin de katkı vermesiyle daha aktif olmaya başladı. Pedro ve Valencia’nın oyuna dahil olmasıyla birlikte uzun top denemeleri fazlalaştı. Bu şekilde yoğun pres, baskı, topa sahip olma oyununun kontrolü sarı-lacivertli ekibe geçti.
Jorge Jesus, asla topun geriye gitmesine izin vermedi. Kazandıkları topu bile dikine ileriye oynamayı seçti. Bu şekilde maçın son anlarına doğru vites arttırdılar ve pozisyonlar bulmaya devam ettiler. Ancak hiçbiri gol olmadı.
Fenerbahçe’nin set hücumu!
Elbette Rennes boş durmadı. Bölge fark etmeksizin aldıkları bütün toplarla savunma arkasına koşu beklediler. Genellikle orta alanda kazandıkları toplarla kontra kovaladılar. Fenerbahçe’yi iyi analiz etmelerinin verdiği avantaj, etkili oldu. Set halinde ileriye çıkan bir Fenerbahçe savunmasına karşı yapacakları en iyi taktik buydu.
İlk devrede bireysel performanslar ön plana çıkmıştı. İkinci yarının sonlarına doğru yeniden bireysel performanslar kendini gösterdi. İki takımda risk ve sorumluluk almayı denedi. Oyun, genellikle Fenerbahçe’nin sol kenarına yoğunluk verdi. Rennes forması giyen Traore, İrfan’a yaptığı bir hareket sonrasında kırmızı kart gördü.
Böylelikle Fenerbahçe, belki de aradığı ve sahip olmak istediği bütün senaryoları gözden geçirdi. Jorge Jesus, tempo kaybetmeden “dikine top oynamanız gerek” talimatını mimik ve el hareketleriyle gösteriyordu.
Rennes, ikinci golden sonra yaptığı gibi yeniden oyunu soğutmayı başardı. Rakibinin bir kişi eksik olmasıyla Fenerbahçe, set hücumunu iyice ileriye taşıdı. Hücumdan dönen her topu karşılayarak, Rennes savunmasına nefes aldırmadı. Bu nedenle Rennes, kapalı savunmaya dönmek zorunda kaldı.
Uzatma dakikalarında sol kenardan dönen topu Slazai karşıladı. İçeriye doğru yüksek bir kafa topu gönderdi ve savunma arkasına kaçan Valencia topla buluşamadan yerde kaldı. Maçın hakemi beyaz noktayı gösterdi. Valencia, penaltıdan yaptığı vuruşu gole çevirdi. En önemlisi de 90 dakika boyunca yaptıkları pres ve baskı oyunu çok değerli bir golle süslenmiş oldu.
Bireyselliğe değinmişken; Bourigeaud, penaltıyı yapan oyuncuydu. Orta saha ve forvet oyuncularının savunma yaparken savruk olması oldukça normaldir. Fakat bu tarz hatalar geri dönüşü olmayan şeylere sebep oluyor.
Son olarak Fenerbahçe, tüm hatlarıyla pres yapmanın vermiş olduğu savunma zafiyetiyle kalesinde iki gol gördü. Ancak yapmış olduğu yoğun baskı, duran top organizasyonları, bireysel becerilerle birlikte deplasmanda önemli bir beraberlik elde etti. Rennes ise, rakip dersine çalıştığı ve avantajlı olduğu noktaları kullanmaktan çekinmedi.
Agresif pres sonuç verdi!
Kırmızı karttan sonra daha kompakt bir savunmaya geçtiler ama bireysel bir hata, gol yemelerine sebep oldu. Rennes’in bu kompakt savunması, Fenerbahçe’nin oyununu asla etkilemedi. Çünkü her ne kadar derinde savunmayı tercih etseler bile kontra beklediler. Zaten rakibini genişletmeye çalışan bir Fenerbahçe varken, bu şekilde pozisyonlar verdi Rennes ekibi.
Jorge Jesus’un oyun planı meyvesini vermeye devam ediyor. Her maçta farklı bir sistem üstüne koyarak ilerleyen Kanaryalar, rakiplerin çözmesi zor olan yöntemleri denemekten çekinmiyor. Jesus’un ekibi bariz bir şekilde oyunda farklılık yaratacak noktalara değiniyor. Duran toplar, uzun taç atışları, kurmaca oyun vb. sistemler takım oyununun oturduğuna dair bir işaret veriyor.
Maçtan sonra Jorge Jesus’un açıklamaları şu şekilde oldu:
“Maç, tam da öngördüğüm gibi oldu. Zor bir maç olacaktı, iyi bir takıma karşı oynayacaktık. Avrupa’nın en büyük beş liginden birinde yer bir takıma karşı oynadık. Bu maçta bizlere neden Ligue 1’de altıncı sırada olduklarını gösterdiler. Ön bölgede hızlı ve yaratıcı oyuncuları var. Ancak takımım defansif olarak ilk yarıda iyi bir performans sergiledi.
İkinci yarıda, iki dakika içerisinde iki gol yedik. Bu anlarda takımım duygusal olarak düştü ama takımım öz güvenli, karakterli, ruhlu bir takım. Oyuna sonradan girenler yardımcı oldu ve beraberliği yakaladık. Son 15-20 dakikada göstermiş olduğumuz performans etkiliydi. İnanıyorum ki, maç beş dakika daha uzun olsaydı maçı kazanırdık.”
Jorge Jesus’un oyun planı: Alanyaspor
Rennes maçında sakatlanan Luan Peres’in yokluğunda Jorge Jesus, dörtlü savunma tercih etti. Portekizli hoca, bununla birlikte orta ve ön alanda rotasyona gitti ayrıca 4-4-2 dizilişiyle sahada yer aldı.
Alioski, Slazai, G. Henrique ve Ferdi savunmada, Crespo ve Arao orta alanda görev alırken; sağ kenar Rossi, sol kenar E. Mor oldu. Jorge Jesus, ileri ikilide Pedro ve Valencia’yı tercih etti. Bu dizilişle kadroda büyük bir rotasyon olduğunu gördük.
Pres oyunu demişken; Alanyaspor karşılaşması, Rennes maçını aratmayan bir lig maçı oldu. Özellikle ilk yarıda Crespo’nun sahne aldığı ve bir de gol attığı rakip alan yerleşmesi vardı. Üçüncü bölge, ceza sahası ve kenarlarda Rennes maçından daha yoğun bir baskı uyguladı Fenerbahçe.
Durum böyle olunca agresif pres sonuç verdi ve Crespo’nun kazandığı bir topla Rossi takımını öne geçirdi. Crespo, Arao ve ileri ikilisiyle sürekli orta kenar bölgelerden baskı yapan takım 17. dakikada skoru 2-0 yaptı. Alanyaspor, geriden oyun kurmayı çalışmış ve neredeyse tüm maçlarını bu şekilde oynamıştı.
Rennes maçında bahsettiğimiz gibi, hücum setini ileriye çıkardığınızda savunma arkasına adam kaçırma ihtimaliniz artar. Jesus’un savunması, Alanyaspor maçında da bu tarz savunma arkasına sarkan pozisyonlar verdi.
Unutmayalım ki; Jesus tüm bu pres oyununun yanında bir de ofsayt taktiği çalışıyor. Bu sistem, Rennes maçında çalıştı ve Alanyaspor maçında da etili oldu. Rakip ofsayta düşerken, Fenerbahçe bu maçta hiç ofsayta düşmedi.
Jesus, uzun taç atışı çalıştığını artık çoğu rakibine gösterdi. Rennes ve Alanyaspor aynı bölgeden Fenerbahçe’ye karşı taş atışından pozisyon buldu. Bu durum, bu tarz hücumun savunma tehdidi oluşturduğunu yineledi. Fakat FB, ilk yarıda savunmada az da olsa riskli pozisyonlar verdi.
Ön alan baskısı maçı kazandırdı…
Ön alan baskısı süreklilik gösterirken, Pedro penaltı kazandı. Jorge Jesus, kenardan ısrarla penaltı atışını Pedro’nun kullanmasını istedi. Ancak forvet oyuncusu bu ikramı gole çeviremedi. Sol kenardan baskı sonra kazandıkları topta Crespo, temiz bir vuruşla skoru 3-0 yaptı.
İkinci yarıda da baskı neredeyse hiç durmadı diyebiliriz. Buna rağmen Alanyaspor, Rennes gibi uzun top yapıp savunma zafiyetinden yararlanmak yerine geriden oyun kurmayı denedi. Sonuç verdi mi dersek; ısrarla bu oyunun oynanması takımı geriye çekti diyebiliriz. Nitekim yine bir Crespo baskısı sonucunda Valencia dördüncü golü attı.
Fenerbahçe fark attı!
Sağ ve sol kanadı değiştiren Fenerbahçe, İrfan ve L. Henrique ile son yarım saate daha dinamik girdi. İrfan’ın bireysel becerileri oldukça iyi demiştik; sağ kenardan yoğun presle kazandıkları bir topta İrfan, ceza sahasında rakiplerini kolayca geçerek durumu 5-0 yaptı. Bu gol, tıpkı Rennes maçında takımı hayata döndürdüğü gole benziyordu. Bu golde sadece kaleye biraz daha yakındı.
Jorge Jesus, son dakikalara doğru orta saha dinamiğini ve hücum hattını tazelemek için değişiklik yaptı. Orta alanda Crespo yerin Mert Hakan, ileride ise Arda ve Batshuayi’yi oyuna aldı. Böylelikle, yine orta alan ve rakip sahada baskıyı bir an olsun bile eksik bırakmadı. Alanyaspor, zaman zaman uzun topları denese de bu konuda Rennes kadar başarılı olamadı.
Maçtan sonra Jorge Jesus’un açıklamaları şu şekilde oldu:
“Takımım her maç daha güçlü bir görüntü sergiliyor. Her maçta hocalarının istediği fikirleri sahada daha iyi yansıtıyor. Bu da oynadığımız maçları kolaylaştırıyor, hem ofansif anlamda hem defansif anlamda. Ligde 6 maç oynadık 20 gol attık, bu durum takımın ofansif olarak ne kadar tehlikeli olduğunu gösteriyor.
Hala daha iyi olabilir ve iyi seviyelere çıkabiliriz. Oyuncularımızı, taraftarlarımızı tebrik ediyorum. Her maçın bir hikayesi var, şimdi bu galibiyetin tadını çıkartacağız. Çok fazla oyuncumuz milli takıma gidiyor, 13 futbolcu ülkelerini temsil edecek. Biz de üç gün sonra tekrar çalışmalara başlayıp bir sonraki maçı düşüneceğiz.”
Jorge Jesus’un oyun planı, rakiplere gözdağı vermeye devam ediyor. Şüphesiz Jorge Jesus’un futbol bilgisini tartışamayız. Kendini kanıtlayan elit bir teknik direktör. Bunun yanında Avrupa’da gördüğümüz ekstraları da takıma dahil ettiğinde ortaya rekabetçi bir futbol çıkıyor. Antrenman yöntemleri, kadro mühendisleri ve fazladan duran top çalışmaları bunun en büyük kanıtı.
Okumaya devam et:
- Jorge Jesus taktik ve oyun anlayışı!
- Fenerbahçe’nin Jorge Jesus ilgisi!
- Liverpool’un tükenmişlik sendromu: “Neler oluyor bize?”