Brighton & Hove Albion: Martılar
Brighton & Hove Albion, İngiliz futboluna damga vurmaya devam ediyor. Ancak buraya gelmeleri hiç kolay olmadı… 25 sene önce beşinci lige düşmenin eşiğindeyken kapanmamak için stadyumlarını satıp “evsiz” kaldılar. Martıların tarihi ve inanılmaz yükselişleri nasıl oldu?
Brighton & Hove Albion: Martılar
Doğu Sussex kıyılarında bulunan; Brighton ve Hove ikiz kasabalarına profesyonel futbol, ilk olarak 1897 senesinde geldi. Bölgeyi üç sene boyunca Brighton United adlı bu takım, temsil etse de 1900’de yok oldu. Brighton & Hove Rangers da bölgede varlığını sürdüremeyen bir diğer ekipti.
24 Haziran 1901’de, Brighton United’ın eski teknik direktörü John Jackson, bölgedeki üçüncü takımı kurdu. Brighton & Hove United adlı bu takım kısa süre sonra “United” yerine “Albion” ismini alacak ve kendisinden önce kurulanların aksine kalıcı olarak bölgeyi temsil edecekti.
1902’den itibaren maçlarına amatör Hove kulübünün kullandığı Goldstone Ground’da çıktılar. Ülkenin en büyük ikinci futbol oluşumu güney ligine dahil olan bu takım; ilk yıllarından itibaren bölgedeki balıkçılık faaliyetlerinin bir göstergesi olarak mavi-beyaz renkleri benimsedi.
Martılar, 1910’da Güney Ligi şampiyonu oldu. Takım, ülkenin en büyük ligi olan futbol ligi şampiyonu Aston Villa ile karşılaşmaya hak kazandı. Rakiplerini yenip FA Charity Shield’ı kazanarak “İngiltere Şampiyonu” unvanı aldı. 1920’de futbol liginin üçüncü kümesine girdi.
1930 yılında Goldstone Ground’u satın alarak kiracı olmaktan kurtulan Martılar, II. Dünya Savaşı sırasında stadyumlarının Luftwaffe (Alman Hava Kuvvetleri) tarafından bombalanmasına tanıklık etti. Savaştan iki sene sonra futbol ligini son sırada bitirdiler, dönemin kuralları gereği düşmekten kurtuldular.
En alt ligde başarısızlığa ve finansal krize rağmen Brighton & Hove Albion, stadyumuna 20 bine yakın ortalama seyirci çekmeyi başardı. 1957-58 sezonunda ilk kez üst lige (2. lig) yükselen Martılar; burada halen kırılamamış bir kulüp seyirci rekoruna da imza attı: 36,747.
1960’ların ortalarında dördüncü lige kadar gerileyen Martılar, 1973 senesinde bir üçüncü lig takımıyken takımın başına Derby County’den olaylı şekilde ayrılan Brian Clough ve Peter Taylor’ı getirerek tüm İngiltere’yi şaşırttı. İkili aylar önce Derby County’i birinci lig şampiyonu yapmıştı.
Brighton & Hove Albion “Martılar” lakabını nasıl aldı?
Derby County’i İngiltere’nin en büyüğü yaptıktan sonra bir üçüncü lig takımına biraz kafa toparlamak için geldiler. Brighton, İlk maçta kupada evinde amatör takım Walton & Hersham’a 4-0 yenildi. İlk lig maçlarında ise Bristol Rovers’a 8-2 mağlup olarak berbat bir başlangıç yaptılar.
Clough sezon sonu küme düşmekten kıl payı kurtulan takımdan ayrılırken yardımcısı Taylor, başkan Mike Bamber ile olan iyi ilişkisi sebebiyle Clough’a eşlik etmeyerek Brighton & Hove Albion’ın başına geçti. İki sene sonra Taylor’ın yerini Allan Mullery aldı.
Bu dönemde Brighton taraftarları, Crystal Palace’ın “Kartal” lakabından etkilenerek “Martılar” lakabını ilk kez kullandı. Çok uzak olmasına rağmen sportif nedenlerden ötürü Crystal Palace ile rekabete giren Martıların halen günümüzdeki tek derbisi Güney Londra ekibiyle olan rekabetidir.
Mullery ise Brighton & Hove Albion’ı üç senede iki kez üst lige yükseltti. Takımın da tarihte ilk kez birinci lige çıkmasına yardımcı oldu. Martılar, 1982-83 sezonuna kadar üç sene boyunca en üst ligde kaldı. Küme düştükleri sezon ise tarihlerinin en büyük başarısını elde ettiler.
Jimmy Melia yönetiminde FA Cup finaline yükselen Brighton & Hove Albion; burada ilk maçın berabere bitmesi nedeniyle rövanşı oynanan Manchester United finalinden boynu bükük ayrıldı. Bu tarihten itibaren kulübü önlenemez bir düşüş bekliyordu…
Brighton & Hove Albion: Düşüş
1991-92 sezonuna kadar iniş-çıkışlı bir grafik sergileyen Martılar, bu sezon yeni kurulan Premier Lig’e çıkmayı beklerken kendilerini alt ligde buldu. 1995-96 sezonunda ise dördüncü lige devasa bir borç içinde düştüler. Kulüp, düzenli olarak tasfiye riskiyle karşı karşıyaydı.
Bu sırada takımın stadyumu Goldstone Ground, kulüp borçlarını kapatmak için kulüp sahipleri tarafından gizlice müteahhitlere satılmıştı ve kulüp yok olursa sahipler bu anlaşma ile para kazanacaktı. Olayın duyulmasıyla taraftarlar maçlarda sahaya girerek protestolar başlattı.
1996-97 sezonunda kapanıp yok olmanın eşiğine gelen Brighton & Hove Albion, sezonun son iki maçına girerken tam 7 aydır ligde son sıradaydı. Amatöre düşmeleri halinde, profesyonel olmayan bir ligde sırtlarındaki borç yüküyle kapanmaları kaçınılmazdı.
Martılar sezonun son maçında amatöre düşüp, tamamen yok olmayı son dakikada atılan golle önledi. Hereford’a atılan bu gol, belki de kapanmalarına engel oldu. Bu gol, kulüp tarihinde atılan en önemli goldü. Çünkü kulübün umutlarını yeşerterek yaşamasını sağlamıştı.
Martıların mabedi Goldstone Ground yıkılıyor!
Sezon sonunda ise Goldstone Ground’un yıkıldı. Yerine bir alışveriş merkezinin inşa edilmesiyle Brighton & Hove Albion evsiz kaldı. Çileleri daha yeni başlıyordu çünkü sürgün günlerine adım atıyorlardı.
Maçlarına kasabaya 80 kilometre uzaklıkta bulunan Gillingham’ın Priestfield stadyumunda çıktılar. Brighton & Hove Albion, bunu iki sene boyunca sürdürdü. 1997 sonbaharında yerel iş adamı ve taraftar olan Dick Knight, kulübü nefret edilen sahiplerinden aldı.
Dick Knight’ın gelişiyle yavaş yavaş düzlüğe çıktılar. Brighton & Hove Albion, 1999-2000 sezonundan itibaren Gillingham’daki sürgün günlerini bitirdi. Brighton’da hayvanat bahçesinden bozma, bin kapasiteli bir atletizm stadyumu olan Withdean’de maçlara çıkmaya başladılar.
Martılar her ne kadar sürgünden kurtulmuş olsa da, ülkedeki en kötü stadyumlardan birinde futbol oynuyordu. Burada kapasiteyi artırmak adına taşınan koltuklar eklediler. Withdean stadyumu tam 12 sene boyunca Martıları idare etmeye yeterli bir hal aldı.
Withdean’de her şey çok garipti. Oyuncuların maça girmesi için inşa edilen tünel, stadın şeklinden dolayı bir üst geçit halindeydi. Uçağa binerken geçilen körüklere benziyordu. Kalelerin hemen yanında bir disk atma istasyonu vardı.
Brighton & Hove Albion’ın Withdean günleri, stadyumun garip yapısı nedeniyle diğer kulüplerden farklı bir kültürün oluşmasına olanak kıldı. Gollerden sonra, tribünlerin açık ve sahaya uzak olması sayesinde yasak olmasına rağmen havai fişekler patlatılırdı.
Withdean’deki her golden sonra ritüel haline gelen bu patlamalar; federasyonun yaptırımları ve ardından bir kazada taraftarlardan birinin alevler içinde kalması ile sona erdi. Yapanın kimliğiyle ilgili pek çok efsane ortaya atılsa da bugün bile halen ortaya çıkmadı.
2000-01 sezonunda yıllardır süren başarısızlık ve krizin ardından dördüncü ligden çıkmayı başaran Martılar; sonraki sene Championship’e yükselerek ölü toprağını tamamen üzerinden attı. Bu ligdeki ömrü uzun olmasa da bugünkü başarının temellerini atacak adımlar o günlerde başlamıştı.
Martıların yükselişi!
2005’te yıllarca süren tartışmanın ardından Brighton & Hove Albion için 22 bin kapasiteli bir stadyum olan Falmer’ın inşa edileceği duyurdu. 2008’de inşaat başladı ve 2009’da halen League One (3. Lig) takımı olan Brighton & Hove Albion, bugünkü sahibi Tony Bloom’un eline geçti.
Martılar, 2010-11 sezonunda ise Uruguaylı hoca Gus Poyet’in önderliğinde Championship’e yükseldi. Yeni sezonla birlikte Withdean’den ayrılarak Falmer stadyumuna geçti. Brighton & Hove Albion’ın 15 senelik çilesi bitmiş gibiydi… Artık Martılar’ın yüksekten uçmasına engel kalmadı!
Brighton & Hove Albion Premier Lig’e adım adım yaklaştı!
Çekirdek kadroyu kuran Martılar, 2012-13 sezonunda Championship play-offlarına kaldılar. Ancak burada da karşılarına Crystal Palace engeli çıktı. 2014’ün sonunda ise Chris Hughton, takımın başına geldi. Hughton ile yeniden çıkışa geçen takım, 2015-16 sezonunda averajla üst lige çıkamayıp play-offlara kaldı. Bu sefer de engel Sheffield Wednesday oldu.
Sonraki sene Martılar, işi şansa bırakmadan Newcastle United’ın ardından ligi ikinci bitirerek tarihinde ilk kez Premier Lig’e yükseldi. İlk sezonda kadroda fazla değişiklik yapmamalarına rağmen ligde kalmayı başardılar.
2018-19 sezonunun bitimiyle Chris Hughton ile yollar ayrıldı. Bu ayrılık Brighton’a yeni bir futbol anlayışı getirecek olan Graham Potter dönemine önayak oldu. Çünkü bu süreçte iyi transferler yapan ve altyapıdan önemli oyuncular çıkaran Martılar, kısa sürede ülke futbolunda önemli yer sahibi oldu.
2022-23 sezonunda ise Roberto de Zerbi takımın başına geçti. Belki de Premier Lig’deki ilk senelerinin aksine; pek çok potansiyelli yıldızın bir araya geldiği, Brighton & Hove Albion kadrosunu tarihinde ilk kez Avrupa kupalarına yollayacak hamle oldu.
Dolayısıyla Brighton & Hove Albion, inşa ettiği sağlam ekonomi ve akıllı transfer politikaları ile İngiltere’nin en önemli takımlarından biri haline geldi. Bunu, takımın üçüncü ligde hayvanat bahçesinden bozma bir stadyumda oynamasından sadece 12 sene sonra başardılar.
Okumaya devam et:
- Sheffield United: Bıçaklar ve Domuzlar
- İngiltere neden Üç Aslan sembolünü kullanıyor?
- Notts County: En eski profesyonel kulüp!