Teniste Puanlama Sistemi nasıl işliyor?
Teniste Puanlama Sistemi nasıl işliyor? Puanlamanın detaylı anlatım ve tarihçesi nedir? Tenis, dünyanın en popüler ve elit spor dallarından biridir. Kendine özgü bir krallık sistemine sahip olan bu sporda karmaşık bir puanlama sistemi mevcuttur.
İlk defa tenis oynayanlar veya takip edenler için bu sistem mantıken karmaşık gelmektedir. Ancak temelleri anlaşıldığında oldukça mantıklıdır. Bu yazıda tenis puanlama sistemi, puanlama isimleri gibi oyunun detaylarını ele alacağız. Ayrıca bu sistemin kökenine dair önemli bilgiler ve rivayetlere de göz atacağız. Hazırsanız, başlıyoruz!
Teniste Puanlama Sistemi nasıl işliyor?
Puanlama sistemi; 0 (Love)-15-30-40-game (oyun) olarak ilerlemektedir. Oyunculardan biri 4 puan aldığında oyunu (game) kazanır. Ancak iki oyuncu skoru eşitlendiğinde işler biraz daha karmaşık hale gelir. Buna da “Deuce” adı verilmektedir.
Deuce nedir?
Deuce o oyunda skorun 40-40 olduğunu ve eşitlik olduğunu gösterir. Buradan sonra oyunculardan biri, diğerinden en az iki puan alarak oyunu kazanmaktadır. Deuce, yani eşitlikten sonra puan kazanan oyuncu “advantage” (avantaj) sağlar. Bir puan daha alırsa oyunu (game) kazanır. Ancak “advantage” elde eden oyuncu puan kaybederse oyun yeniden “deuce” olarak devam eder. Oyunculardan herhangi biri oyunu kazanmak istiyorsa iki puanla öne geçerek oyunu kazanması gerekir.
0-40 Love Game nedir?
Love Game, aslında çok basit bir anlama gelmektedir. Bir rakibin diğerine hiç puan vermeden oyunu kazanması anlamına gelir. Hakemler genellikle İngilizce telafuz ettikleri için; fifteen-love(15-0), thirty-love(30-0), forty-love(40-0) ve Love Game şeklinde ilerlemektedir.
“Love” denmesinin sebebi ise oldukça basit. Bu durumda bile oyuncuların birbirine olan sevgisini ifade etmektedir. Oyun başlangıcında iki oyuncu 0-0 başladığı için, bu da karşılıklı sevgiden doğan bir fikir olarak ortaya çıkmıştır.
Bir başka teoriye yer verecek olursak, Fransızca’da “yumurta (œuf)” kelimesinin çevirisinden gelmektedir çünkü bir yumurta sıfır rakamına benziyor. Sizce hangi teoriyi kullanmak daha doğru?
“15-30-40” puanlama şekli nereden gelmektedir?
Tenis puanlama sisteminde “15-30-40” kavramının kökeni tam olarak bilinmese de, en yaygın teori Orta Çağ Fransa’sındaki saat sistemine dayanmaktadır. Eski tenis oyunlarında bir saatin dilimleri kullanılarak puan “15 dakika” aralığında ifade edilmiştir. İlk puan 15, ikinci 30 ve üçüncü 45 olarak belirlenmiştir. Ancak bu süreçte oyunun hızlanması için “45” yerine “40” uygun görülmüştür. Bu nedenle 15-30-40 puanlama şekli günümüze kadar ulaşmıştır.
Set, Maç ve Tie-Break sistemi nedir?
İlk dört puana sahip olan oyuncu bir oyun kazanır. Oyunculardan biri 6 oyun (game) kazandığında bir set kazanır. Ancak oyuncunun seti kazanması için en az iki puan farkı olması gerekmektedir. Örneğin; 6-4 veya 7-5 gibi skorlara sahip olan oyuncu seti kazanır. Maç, turnuva kurallarına göre en iyi 3 set (2 set kazanan) veya en iyi 5 set (3 set kazanan) üzerinden oynanır.
Tie-Break nedir ve nasıl oynanır?
Bir skor 6-6 olduğunda, seti kazananı belirlemek için Tie-Break oyunu oynanır. 7 puana ulaşan ilk oyuncu Tie-Break’i kazanır. Ancak yine de en az 2 puan farkı şartı aranır. Örneğin; 7-5 veya 10-8 gibi skorlarla Tie-Break kazanılmaktadır.
Tie-Break sırasında oyuncular ilk 6 puanda birer servis kullanır. Ardından iki puanda bir servis değişimi yapılır. Tie-Break’i kazanan oyuncu seti de kazanmış olur. Tie-Break oyuncular için çok büyük önem arz etmektedir. Zira bir anda kazanma ve kaybetmeye en yakın oldukları oyun biçimidir.
Teniste Puanlama Sistemi: 15-30-40
Tenis, kendine özgü kurallar sistemiyle diğer sporlardan ayrılır. İlk kez tenise ilgi duyanlar için 15-30-40 puanlaması kafa karıştırıcıdır. Ancak bu sistemin arkasında ilginç teorilerle dolu zengin bir tarih yatmaktadır. Peki, bu sayılar neden kullanılıyor? Modern tenisin temelleri nasıl atıldı? Gelin, tenisin kökenine ve onlarla birlikte göz atalım.
Adım Adım İlerleme Teorisi:
Tenisin ilk geliştirilen oyunu, fiziksel olarak tamamen ilerlemeye dayanmaktadır. Oyuncular, servisi attıktan sonra her puanda 15 adım ileri giderek oyunda devam ediyordu. (Yabancı kaynaklarda “15 feet” olarak geçmektedir ancak net bir bilgi yoktur.)
İlk puanda oyuncu 15 adım ilerlemektedir. İkinci puanda bir 15 adım daha ilerler ve toplamda 30 adıma ulaşır. Üçüncü puanda ise 15 adım gitmesi gerekirken saha dağılımını bozduğu ve mesafe kalmadığı için sadece 10 adım gitmesiyle sonuçlanmıştır. Böylelikle toplam puan 45 yerine 40 olarak adlandırılmıştır.
Bu mantıkla yola çıkarak puan sistemi geliştiriliyor ve uygulanıyor. Bu sistem, günümüz tenisinde 15-30-40 puanlamasının geliştirilmesinde önemli rol oynamıştır. Ancak şunu unutmamak gerekiyor, doğru olan ve kabul gören ilk puanlama sistemi “saat” sistemine dayanmaktadır.
Eski Fransa’da tenisin ilk oynandığı dönemlerde, standart sistemi saat kadranına dayanıyordu. Oyuncuların kazandığı puanla bir tam tur atma yolunda ilerlemesi esas alınmıştır.
Saat Kadranı Teorisi:
İlk puan 15 dakikalık ilerlemeye denk gelir. İkinci puan 30 dakika olur. Üçüncü puan ise 45 dakikaya karşılık gelir. Ancak skor 45-45 eşitlenmektedir ve oyun kazanmak için art arda iki sayıya ihtiyaç vardır. 45’ten sonra iki puanla 60’a ulaşma sisteminin dengesini bozacağı için, 45 yerine 40 kullanılması daha uygun olmaktadır.
Böylece 40’tan sonraki ilk puan (50) “advantage (avantaj)” olarak adlandırılır. Ardından kazanılan ikinci sayı (60) oyunu (game) kazandırır. Bugün mevcut olan “advantage (avantaj)” kavramı, bu kuraldan gelir. Bu sistem, tenisin düzenleme yönünü güçlendirmiştir.
İngiliz Denizciler ve Savaş Topları Teorisi:
19. yüzyılda tenisin modern haline en yakın şekilde İngiltere’de oynandığı bilinmektedir. Bu dönemde bazı ilginç iddialar ortaya atılmıştır. İngiliz denizci toplarının ateşlenme noktasından ilham aldığı rivayetleri vardır.
Denizciler, önce ana güverteden 15 poundluk toplar, ardından orta güverteden 30 poundluk toplar ve son olarak alt güverteden 40 poundluk topları ateşlerdi. Topların ateşlenme sıralaması, tenisteki servis atışlarını andırdığı için kazanılan puanlar da 15-30-40 olarak adlandırılmıştır.
Fransızca Telaffuz Teorisi:
Tenisin kökenleri, Ortaçağ Fransa’sında elle oynanan bir oyuna dayanır. Puanlama sisteminde de Fransızca kelimelerin etkisi görülmektedir. 15 (quinze), 30 (trente), 45 (quarante-cinq). Ancak “quarante-cinq” kelimesinin telaffuzu zor olduğu için, zamanla “40” (quarante) ifadesi kullanılmaya başlanmıştır. Bu değişiklik, tenisin daha hızlı ve anlaşılır bir oyun haline gelmesine katkı sağlamıştır.
Modern Tenis Puanlama Sistemi
Bugün tenis puanlama sistemi şu şekilde işler:
- İlk puan 15, ikinci puan 30, üçüncü puan 40 olarak devam etmektedir.
- Skor 40-40 olduğunda “Deuce” (beraberlik) durumuna geçilir. Oyunu kazanmak için oyuncunun üst üste iki puan alması gerekir. İlk puan “avantaj”, ikinci puan ise “oyun” olarak değerlendirilir.
- Setlerde skor 6-6 olursa, Tie-Break oyunu oynanır. Tie-Break’te 7 puana ulaşan oyuncu seti kazanır. Ancak yine 2 puan fark kuralı geçerlidir.
Tenis Puanlama Sistemi neden eşsiz ve farklıdır?
Tenisin puanlama sistemi, tarih boyunca farklı kültürlerden ve uygulamalardan etkilenerek bugünkü halini almıştır. İster adım teorisi, ister saat kadranı veya İngiliz denizcilerin gelenekleri olsun, bu sistem oyuna stratejik bir derinlik katmaktadır. Tenis, sadece fiziksel dayanıklılığı değil, aynı zamanda mental gücü de test eden bir spordur. Özellikle Deuce ve Tie-Break gibi anlar, oyuncuların konsantrasyonunun zirveye ulaştığı anlardır. Bu zengin tarih ve detaylı yapı sayesinde tenis, dünyanın en sevilen ve prestijli sporlarından biri olmaya devam etmektedir.
“Tenis” ismi nereden gelmiştir?
Tenis sözcüğünün kökeni Anglo-Fransızca “tenetz (bekle ve yakala)” sözcüğüne dayanır. Bu sözcük de aynı anlamdaki eski Fransızca “tenez” sözcüğünden gelir. Bu kelime, ‘tut’, ‘al’ veya ‘dikkat et’ anlamına gelen ve servis atan oyuncunun rakibine servis atmaya hazır olduğunu belirten bir çağrı anlamına gelmektedir.
14. yüzyılda Fransız şövalyelerin bir topa avuç içi ile vurmak suretiyle oynadığı ve “avuç içi oyunu” olarak bilinen bir oyunda oyuncular birbirlerine “tenetz!” diye bağırırlardı. Bu nedenle izleyiciler zamanla oyunu bu nida ile özdeşleştirdiler. Oyunun kökeni 12. yüzyıla dayanmaktadır ve rahipler tarafından icat edildiği düşünülmektedir. Ancak “Tenis” kelimesi İngilizceye 14. yüzyılın ortalarında girdi.
Okumaya devam et:
- Rafael Nadal emekli oldu!
- Novak Djokovic Olimpiyat Şampiyonu oldu!
- Lewis Hamilton Mercedes’ten ayrıldı!
- Chapecoense Uçak Kazası: Futbolda kara gece!