Calciopoli Skandalı nedir?
Calciopoli Skandalı hakkında bilgi sahibi değil misiniz? Calciopoli Skandalı nedir? Bundan yıllar önce İtalya futbolunda oldukça sıra dışı bir olay meydana geldi. İtalya’nın en köklü kulüplerinin de içinde bulunduğu bu skandal nelere yok açtı?
Calciopoli Skandalı nedir?
2003 yılında İtalya’nın büyük mafya örgütlerinden biri olan Camorra’da bir muhbir, İtalya’nın en üst düzey ligi olan Serie A’da bazı yozlaşmalar olduğunu savcılığa bildirdi. Bunun üzerine savcı Pino Narducci önderliğinde kurulan küçük bir ekip konu hakkında bilgi toplamaya başladı.
Ele geçen bilgiler sonucunda hakem kurulu üyeleri Paolo Bergamo ve Pierluigi Pairetto ile Juventus’un sportif direktörü Luciano Moggi’nin yakın ilişkiler içerisinde olduğu ortaya çıktı. Daha derine inmek isteyen savcılık bu üç ismin telefonlarını dinleme kararı aldı. Roma’da küçük bir telefon dinleme ve araştırma merkezi kurdular.
2004/05 sezonuna hızlı başlayan Juventus, oynadıkları 9 maçta 8 galibiyet 1 beraberlik alarak 25 puanla zirveye yerleşmişti. Juventus’un sportif direktörü Moggi’nin üzerinde büyük bir baskı vardı.
Bir önceki sezon ligi, ondan önceki sezon da Şampiyonlar Ligi’ni kazanan AC Milan’ın başarısı Juventus’un sahibi olan Agnelli ailesinin canını sıkıyordu. Moggi’de boş durmamış, Ajax’da parlayan Zlatan Ibrahimovic’i takıma kazandırdı. Teknik direktörlük koltuğuna İtalya’da kendini ispatlamış olan Fabio Capello’yu getirmişti.
Luciano Moggi hırslı bir adamdı. Çünkü kariyerinin zirvesine adeta tırnaklarını kazıya kazıya gelmişti. Bu nedenle futbol dünyasında zeki, kurnaz ve iş bitirici birisi olarak ün yapmıştı. Moggi 1970’lerin başlarına kadar bir demiryolu şirketinde çalışmıştı. Sık sık futbol maçlarına gider ve kendi çapında genç oyuncuları değerlendirirdi.
Bir gün Juventus’un o dönemki yöneticilerinden biri olan efsane isim Italo Allodi ile tanıştı. İkili çok yakın arkadaş oldu. Allodi, Moggi’nin zekası ve gözlem yeteneğinden etkilendi ve ona Juventus’ta iş teklif etti. Böylece Moggi futbol hayatına resmen girmiş oldu. 1994’de Juventus’un sportif direktörü olmadan önce Torino, Napoli, Roma ve Lazio gibi büyük kulüplerde önemli rollerde yer aldı.
Demiri pas, insanı hırs kemirir…
Moggi başarıya fazlasıyla düşkün biriydi. Hayatı boyunca hep en iyisi olmak istemişti. İkincilik onun için hiçbir zaman bir başarı olmamıştı. Ve en iyisi olmak için her zaman her şeyi yapma becerisi olan bir adamdı.
Hatta 1991/92 sezonunda Torino’da sportif direktörken UEFA Kupası’ndaki bazı karşılaşmalarda maçın hakemlerine bir otel odasında hayat kadını ayarlamıştı. İtalya’da oynanan maçların hepsinde Torino galip geldi.
2 yıl sonra bu olay açığa çıksa da Moggi ve hakemler bu işten bir şekilde sıyrılmayı başardı. Hakemler otel odasındaki ilişkiyi kabul etseler de, bu buluşmaları Moggi’nin ayarladığını kabul etmediler.
Olaya karışan hakem ve hayat kadınları mahkemede absürt açıklamalar yaptılar. Dolayısıyla yeterli delil toplanamamasından olaydan sıyrılmayı başardılar. Moggi bir röportajda:
Futbolun sevmediğiniz yanı ne?
-“Kaybetmek”
Calciopoli Skandalı ve telefon görüşmeleri!
10. haftada Reggina deplasmanına giden Juventus, buradan kolay bir galibiyetle ayrılmayı beklerken maçı 2-1 kaybetti. En önemlisi de şampiyonluk yarışında yara almış oldu. Maçta Juventus’un attığı 2 gol sayılmadı ve Luciano Moggi adeta ateş püskürttü.
Maç sonu hakemlerle tartışan Moggi ardından bir dizi telefon konuşması gerçekleştirdi. Bir görüşmesinde hakemleri soyunma odasına kilitleyip gittiğini de belirtiyordu. “Bana göre Paparesta(maçın baş hakemi) g*tün teki. Durdurulması gerek. Yardımcı hakemlerin de.”
Moggi’nin medyada güçlü bağlantıları vardı. Bunlardan birisi dönemin en popüler spor programını sunan ve yakın arkadaşı olan “Aldo Biscardi”. Moggi maçtan sonra Biscardi’yi aradı ve ondan söyleyeceklerinin aynısını programında söylemesini istedi.
“Paparesta’nın ve yardımcı hakemin uzaklaştırılmasını istiyorum. Bu maçta b*k gibiydiler. Bunun cezasını çekmeliler. Lisansları ellerinden alınmalı.”
Biscardi dostunun isteğini kırmadı ve bu sözleri aynen programında kendi sözüymüş gibi söyledi. Biscardi’ye takiben başka programlar ve gazetelerde de benzer sözleri söylediler. Bu olaylar zinciri sonrası İtalya Hakem Kurulu, maçın baş hakemi Gianluca Paparesta’ya 2 maç uzaklaştırma verdi.
Uzaklaştırma sona erdikten sonra da bir süreliğine Serie B maçlarında görev aldı. Ancak maçın yardımcı hakemi ve son gole ofsayt bayrağını kaldıran Aniello Di Miguel’e kesilen fatura daha büyük oldu.
Hakem Kurulu Başkanı ve soruşturmada dinlenen üç isimden biri olan Paolo Bergamo’nun Miguel ile olan telefon görüşmesinin kayıtları:
-“Bu bir hakem hatasıydı. Bildiğin gibi Paparesta Serie B’ye gitti. Her şeyin bir bedeli vardır.”
-“Hayır Paolo, üzgünüm. Bana inanmalısın. Düşündüğüm tek şey, o pozisyonun ofsayt olmasıydı. Çocuklarım üzerine yemin ederim. Beni rezil ediyorsunuz!” (ağlayarak).
En zeki insanlar bile hata yapar!
Moggi o kadar çok telefon görüşmesi gerçekleştiriyordu ki konuşmaları dinlemekten sorumlu memur masa başından kalkamaz hale gelmişti. Ancak Moggi daha dikkatli davranmaya başlamıştı. Yaptığı önemli görüşmeleri artık tek kullanımlık telefonlar üzerinden yapıyordu.
Sadece kendisi değil konuştuğu kişilere de kullan at telefonları kullanmalarını tembihliyordu. Hal böyle olunca polis bu üçlünün birbiriyle konuşmalarını dinleyemiyordu. Bunun sonucunda Moggi yakın takibe girdi. Sık sık federasyon üyeleri ve gazetecilerle görüşüyordu. Ancak bunda suçluca bir durum yoktu. Soruşturma büyük çıkmaza girmişti.
Moggi dikkatli birisiydi. Önemli telefon görüşmelerini her daim kullan at telefonları üzerinden yapıyor ve konuştuğu kişilere de bu telefonlardan kullandırtıyordu. Böylece her türlü riski ortadan kaldırıyordu.
Tek kullanımlık telefonundan hakem kurulu başkanı Paolo Bergamo’nun dinlenen ev telefonunu aradı. Moggi, kullan at telefonu kullanıyor olsa da polis Bergamo’nun telefonundan tüm konuşmaları dinleyebiliyordu.
-“Yazdıklarımı söyleyeyim. Tamam. Juventus, Udinese, Reggina, Milan’ı hallettim. Bunlar gruba koyduğum hakemler: Bertini, Rodomonti ve Racalbuto.”
Moggi apaçık bir şekilde hakem atamalarını düzenleyen kişi haline gelmişti. O dönemde Serie A ve kupa maçlarının hakemler kura yoluyla seçilirdi. Bu şekilde hakem atamaları en adil şekilde gerçekleşirdi.
Ancak sistem ne kadar iyi olursa olsun sistemin başındaki insanlar yozlaşmış olunca işlerin sarpa sarması kaçınılmazdır. Cuma sabahı yapılan hakem kurasında Bergamo’nun hazırladığı hileli kuralarda Moggi’nin istediği hakemler istediği maçlarda görev aldı.
Polis bu sayede Moggi’nin sadece Juventus değil başka takımların da maçlarının hakemlerini dilediğince seçebildiğini kanıtlamış oldu. Dinlenen başka konuşmalarda:
“Fiorentina – Bologna maçında Bologna aleyhine sarı kartlara ihtiyacım var.” (Bologna’nın sonraki maçı Juventus’a karşıydı. Bologna’nın bazı önemli oyuncuları Juventus maçına kart cezası sebebiyle çıkamadı ve Juventus maçı 1-0 kazandı.)
Böylece Moggi istediği maçın hakemini seçebiliyor, Juventus’un aleyhine karar veren hakemleri cezalandırabiliyor ve irtibat halinde olduğu hakemlerle konuşarak istediği takımın aleyhine kararlar vermesini sağlayabiliyordu.
Calciopoli Skandalı: 2005/06 Sezonu
2005/06 sezonu Juventus için iyi geçmiş ve Mayıs ayına lider olarak girmişlerdi. Soruşturmada ise büyük bir ilerleme olmuş ve soruşturmaya başka takımlar ve isimler de dahil olmuştu. Derken la Repubblica’da gazeteci olarak çalışan Corrado Zunino’ya bir kaynağından Luciano Moggi ve son Serie A sezonlarıyla ilgili bazı savcılık belgeleri sızdırdı.
Belgeleri okuyan Zunino durumun ciddiyetini anlar anlamaz ekibini topladı. Gazetenin sabahki basım saatine kadar haberi yetiştirmeyi başardı. Haberde Juventus sportif direktörü Luciano Moggi ile hakem kurulunun yakın ilişkiler içerisinde olduğu vardı. Moggi’nin adam kaçırma, organize suç faaliyeti yürütme ve şike yapmaktan suçlandığı yazıyordu.
O günün sabahı tüm İtalya adeta bu haberle güne başladı. Futboldan en uzak insanlar bile bu olayı konuşuyordu. Olay gün geçtikçe daha da büyüdü ve büyük bir skandala dönüştü. Bunun sonucunda savcılık gecikmeden soruşturmanın 2 yıldır sürdürüldüğünü belirtti.
Calciopoli Skandalı ve Juventus şampiyonluğu…
14 Mayıs 2006’da Reggina deplasmanına giden Juventus maçta galip gelmeyi başardı ve üst üste ikinci sezon şampiyon oldu. Ancak soruşturma sürdüğü için şampiyonlukları tescillenmedi.
Çok geçmeden savcılık olaya karışan Luciano Moggi, Paolo Bergamo, Pierluigi Pairetto, Antonio Giraudo, Adriano Galliani, Leanardo Meani gibi onlarca yönetici, hakem ve federasyon üyesini mahkemeye soruşturma için çağırdı.
Bu gelişmeler üzerine Luciano Moggi ve diğer yöneticiler görevlerinden istifa ettiler. Moggi’nin sözlerini kendi sözleriymiş gibi söyleyen ve hakemlere kendince ceza kesen sunucu Aldo Escardi’de programını sonlandırma kararı aldı.
Soruşturma daha da büyüdü ve Juventus’un haricinde AC Milan, Lazio ve Fiorentina’da olmak üzere 8 başka kulüp dahil oldu. Kısa süre içerisinde şike olaylarına karışan 5 takımın cezaları belli oldu.
Juventus: Serie B’ye düştü. Sezona -9 puan ile başladı. 2004/05 ve 2005/06 sezonu şampiyonluklarını geri aldılar. €75 bin Euro para cezası aldı. Yayın gelirleri verilmedi.
AC Milan: 2005/06 sezonunda aldığı puandan -30 puan cezası aldı. (Milan -30 puan cezası alsa da üçüncü olarak Şampiyonlar Ligi’ne ön eleme oynayarak gitmiş ve kupayı kazanmıştır. Sezonun yıldızı Kaka’da o yıl Ballon d’Or ödülünü kazanarak büyük bir başarıya imza atmıştır.) Gelecek sezona -8 puan ile başladı.
Fiorentina: Sezona -15 puan ile başladı. Bir sezonluğuna UEFA Şampiyonlar Ligin’den men kararı çıktı.
Lazio: Sezona -3 puan ile başladı. UEFA Kupası’ndan bir sezonluğuna turnuva dışı kaldı.
Reggina: Sezona -11 puan ile başladı. 100 bin Euro para cezası aldı. Kulüp başkanı Pasquale Foti €30 bin Euro para cezası aldı ve futboldan 2,5 yıl men kararı çıktı.
Bu cezalar sonucu Juventus büyük bir darbe almış oldu. Zlatan Ibrahimovic, Fabio Cannavaro, Patrick Vieira gibi yıldızlarını kaybeden Juventus’u Serie B’de zorlu maçlar bekliyordu.
İşte Nedved’in ünlü sözü “Bir takım küme düştüğünde; futbolcular gider, adamlar kalır.” sözü bu zamanda söylenmiştir. 2006/07 Serie B sezonuna -9 puanla başlayan Juventus 85 puanla şampiyon olarak tekrardan hak ettiği yer olan Serie A’ya çıkmış oldu.
Adalet yerini buldu!
Kulüplerin cezaları kısa sürede verilse de olaya karışan kişileri ve savcılığı uzun bir süreç bekliyordu. Mahkeme süresince Moggi masumu oynadı. Medyanın da desteğini alarak suçsuz ayaklarına yatsa da 2011 yılında İtalya Ceza Kanunu’nun 29. Maddesi gereğince 5 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Moggi ve birçok isim suçlu bulunmuş olsa da bir kişi hariç herkes tek gün bile hapis yatmadı. Ya istinaf mahkemesi kararınca beraat etti ya da alınan kararlar zaman aşımına uğradı. Olayın baş kahramanları Luciano Moggi, Antonio Giraudo ve Pierluigi Pairetto gibi isimler böylece hapse girmemiş oldu.
Okumaya devam et:
- Kiyan Prince ve Trajik Hikayesi
- Calcio Fiorentino nedir? “Futbolun atası”
- Heysel Faciası 29 Mayıs 1985