90 dakika: 40′
90 dakika: 40 sizlerle! Majör Ligler olarak futbolun içinden futbol kültüründen her yazıyı sizlere sunuyoruz. 90 dakika serimizde de futbol tarihinde her bir dakikada atılan en iyi golleri sizlerle paylaşıyoruz. Dördüncüsüne geldiğimiz bu seride 30-40. dakikalar arasındaki en iyi golleri inceleyeceğiz.
90 dakika: 40
31- Esteban Cambiasso (Arjantin vs. Sırbistan/Karadağ – 16 Haziran 2006)
Arjantin o turnuvada çeyrek finalde elense de kadrodaki çoğu kişi hatırlanmaya değer. Hernan Crespo, Juan Roman Riquelme gibi klas oyuncular; dünya futbol sahnesine yeni yeni çıkmaya başlayan Tevez ve Messi’nin de ilk Dünya Kupası maceraları…
Arjantin, gruplardaki ikinci maçında 1-0 öndeyken Maxi Rodriguez kendi yarı sahasında topu kazandı. O bölgedeki oyuncular kendi arasında kısa paslarla topu diğer yarı sahaya taşıdı. Top rakip yarı sahaya geçtikten sonra Arjantinli oyuncular adeta bir Tiki-Taka futbolu sergilemeye başladılar.
Yatay ve dikey paslarla rakiplerini bir oraya bir buraya koşmasına sebep oldular. Bu pas şöleninin devamında orta alana yakın bir noktada bulunan Riquelme, topu Saviola’ya gönderdi. Saviola’nın önünde iki kişi vardı ve topu boştaki Cambiasso’ya atabilirse net pozisyon olabilirdi. Nitekim attı da.
Ceza sahasının önünde topu kazanan Cambiasso, Crespo ile ver-kaç yaptı. Topu attıktan sonra penaltı noktasına doğru koşmaya başladı. Tam oralarda topu geri alan Cambiasso sol ayağıyla golü attı.
Golü bu kadar güzel yapan şey elbette hazırlanışı. Cambiasso’nun son vuruşuna kadar 26 pas yaptı Arjantin. Maçın devamı bu gol kadar güzel oldu onlar için, 6-0 kazandılar fakat turnuvanın devamında çeyrek finalde elendiler.
32- Heung Min Son (Tottenham vs. Burnley – 7 Aralık 2019)
Tottenham adına dönüm noktalarının yaşandığı bir dönemdeyiz. Takımı üst seviyeye taşıyan Pochettino gitti ve yerine “Special One” Jose Mourinho geldi. Takımın amacı en kısa sürede durumu toparlayıp yeniden Şampiyonlar Ligi’nde yer almaktı.
O gün stadyumda olan herkes bu heyecanı, isteği içinde taşırken Premier Lig tarihinin en özel gollerinden birine şahit olacaklardı…
Tottenham savunmasından seken topu alan Heung Min Son var gücüyle kontrayı başlattı. Topu yarı sahaya kadar tek başına getirdiğinde önünde ve arkasında toplam dört kişi vardı. McNeil onu durdurmak için ayağını önüne koysa da bu işe yaramadı.
Bütün hızıyla koşmaya devam eden Son, Burnley sol beki Peters’tan da sıyrılarak önünde bomboş bir alan buldu. Sağ tarafındaki Moura’ya pas yollaması da olasıydı fakat rüzgarı arkasına almışken kaleye gitmek çok daha iyi fikirdi. Boş pozisyonda sağ ayağıyla attığı plaseyle golü attı.
Güney Koreli yıldız sahayı neredeyse baştan sona kat etmişti. Bu gerçekten akılalmaz bir şeydi. Son’un golü elbette ödülsüz kalmayacaktı. Bu gol, aynı yılın Puskas ödülünün sahibi oldu. 90 dakika: 40 serisinde yazılan Puskas ödülü ilk gol oldu.
33- Erik Lamela (Arsenal vs. Tottenham – 14 Mart 2021)
Kuzey Londra ekibinde uzun süre oynayan Erik Lamela’yı duyunca aklımıza iki gol geliyor. İkisi de bir rabona golü ve çok klas. Biz listemize en yeni olanını aldık. (Asteras Tripolis’e karşı attığı enfes gole de bakmanızı şiddetle tavsiye ederiz.)
Pandemi sebebiyle seyircisiz oynanan futbol sezonunda Emirates’te Kuzey Londra derbisi oynanıyordu. Skor 0-0 dengedeyken sağ kanattan açılan ortayı Sergio Reguilon karşıladı. O da tek topla ceza sahası içindeki Lucas Moura’ya yolladı.
Aynı esnada da Lamela, Moura’nın sol tarafında pozisyon almıştı. Brezilyalı oyuncu Lamela’ya topu verdiğinde kendisinin pek de iyi bir şut açısı yoktu. Cedric ve Partey onun önündeydi fakat bu Lamela’nın rabonası için engel teşkil etmiyordu.
Lamela belki de en iyi yaptığı şey olan rabona vuruşunu o dar açıdan da olsa yaptı. Partey’in bacaklarının arasından geçen top herkesin şaşkın bakışları içinde ağlarla buluştu. Lamela golü attıktan sonra delicesine sevinirken arkasında bulunan Reguilon ellerini başının üstüne götürmüş, ağzı açık bir şekilde koşuyordu.
Çünkü bu tam anlamıyla bir çılgınlıktı! Arjantinli oyuncunun bu golü geçtiğimiz yılın Puskas ödülünün sahibi oldu. 90 dakika: 40 serisinde yazılan Puskas ödüllü alan bir diğer gol oldu.
34- Gheorge Hagi (Kolombiya vs. Romanya – 18 Haziran 1994)
Rumen ve dünya futbolunun efsanelerinden Hagi, taraflı tarafsız herkesin izlemekten keyif aldığı bir oyuncuydu. Yolu ülkemize düştüğünde de Türk futbolu adına çok önemli şeyler yaptı. Bu görkemli kariyerinde fazla sayıda önemli gol var fakat bu gol kesinlikle kariyer gollerinden biri.
1994 Dünya Kupası futbol adına çok hikaye barındıran bir turnuva oldu. Baggio’nun kaçan penaltısı, Stoichkov önderliğinde tarihin en başarılı performansını sergileyen Bulgaristan ve çok daha fazlası..
Açılış gününde Romanya ve Kolombiya karşı karşıyaydı. Romanya taçla oyunu başlattı. Topu kısa bir süre içinde kaybedip tekrar kazandılar. Sağ kanat bek Dan Petrescu yakınındaki Popescu’ya pas verdi.
Popescu topu aldıktan hemen sonra solda bomboş olan Monteanu’ya döndü, o da taç çizgisinin önündeki Hagi’ye pas attı. Hagi topu kontrol edip vuruş açısı yakaladıktan sonra topu kaleye doğru yolladı.
İlk başta orta gibi gözüken bu top aslında klas bir şuttu ve kalecinin önde kalmasının da etkisiyle gol oldu. Elbette Hagi vizyonundaki biri o golü sezmişti ve yetenekleriyle bunu başardı. Dünyanın neresinde Hagi’nin adı geçerse geçsin akıllara gelecek ilk şeylerden biri kesinlikle budur.
35- Hirving Lozano (Almanya vs. Meksika – 17 Haziran 2018)
Almanya, 2018 Dünya Kupası’na son şampiyon unvanıyla giriş yaptı. Herkesin onlardan beklentisi çok daha fazlasıydı fakat son şampiyonların şanssızlığı Dünya Kupası’nın enteresan yanlarından biriydi.
Bu elbette bir tesadüf ve takımların o yıldaki durumlarıyla alakalı ama Almanya için bu durum gerçeğe dönüşecekti. Almanya’nın gruptaki ilk maçı Meksika’ya karşıydı. Maça genel olarak hakim olduklarını söylemek zor. Net bir fırsat bulmakta oldukça zorlanmışlardı.
Sami Khedira topla ilerlerken arkasındaki Herrera topa kayarak ondan aldı. Hemen yakınındaki oyuncu topu ileri uçtaki Javier Hernandez’e gönderdi. Chicharito, Guardado ile bir ver-kaç yaptı. Top tekrar Hernandez’e geldiğinde Boateng ile birebir kalmış durumdaydı.
Atak o eşleşme üzerinden sonuçlanacak gibiydi fakat sahanın solunda önü açık olan Lozano koşuyu çoktan atmış ve desteğe gelmek üzereydi. Hernandez, Lozano’ya topu yolladığında kanat oyuncusu ceza sahası içindeydi. Sol ayağıyla topu aldı.
Kroos yanına geldiğinde topu sağa çekti, Kroos’un ayağını koymasına rağmen ondan sıyrıldı. Çok kısa bir süre içinde vuruş açısı yakaladı. İsteseydi uzak köşeye de vurabilirdi ama o dar açıdan vurdu. Buna rağmen top ağlarla buluştu.
Meksikalı taraftarlar adeta coştu. Bu dakikadan sonra işler Meksika’nın istediği gibi gitti. Tek golle zafere uzandılar. Almanya, Güney Kore maçıyla turnuvadan elenirken tarihinin en büyük şoklarından birini yaşadı. Meksika ise son 16 turunda turnuvaya veda etti.
36- Mario Balotelli (Almanya vs. İtalya – 28 Haziran 2012)
90 Dakika: 40 serimizdeki bir başka Balotelli golünü paylaşacağız. Euro 2012 yarı finalinde Avrupa futbolunun iki büyük ekolü karşı karşıyaydı: İtalya ve Almanya.
Durum 1-0 iken, ki öne geçiren golü de Balotelli atmıştı, Montolivo kendi yarı sahasından en uçta konumlanan Balotelli’ye uzun bir pas yolladı. Ona en yakın kişi Almanya’nın sağ beki Lahm’dı fakat o gelen topa engel olamadı. Topu kontrol eden Balotelli tam ceza sahası çizgisinde vuruş imkanı buldu.
Sağ ayağıyla inanılmaz bir şut çıkartarak topu doksana gönderdi. Bu golün unutulmama sebebi şutun güzel olması kadar Balotelli’nin sevinci de elbette. Formasını çıkartıp kollarını kasarak güçlü ve sert bir duruş yapan İtalyan yıldız, futbol tarihine geçecek bir ana imzasını attı o an… Hem de kendi tarzıyla.
37- Kaka (Manchester United vs. Milan – 24 Nisan 2007)
Kaka, dünya futbol tarihinin gördüğü en klas yıldızlardan biriydi. Öyle ki Messi-Ronaldo dominasyonundan önce Ballon D’Or ödülünü kazanan son kişiydi. Tekniği ve saha içi vizyonuyla her zaman izlemesi keyifli bir oyuncu oldu. Bu golde de ne kadar özel biri olduğunu okuyacaksınız.
Efsane Milan kadrosunun son dansını yaptığı zamanlardayız. Ancelotti ve öğrencileri bir kez daha Şampiyonlar Ligi’nin peşinde. Old Trafford’daki zorlu mücadele 1-1 ilerlemekteydi, Milan’ın tek golünü yine Kaka atmıştı.
Aut atışını kullanan Dida uzun bir top yolladı ve o top rakip yarı sahanın solunda Kaka’ya doğru gitti. Onu takip eden Fletcher’a rağmen topu kafayla kontrol eden Kaka, karşısında Heinze’yi buldu.
Topu Heinze’nin solundan yükseltip sağından geçiren Brezilyalı orta saha artık kaleye çok yakındı. Yalnızca Evra’yı da alt etmesi gerekecekti. Evra, Kaka’ya doğru sert dalmak istedi ama Kaka ondan önce davranıp kafayla topu önüne gönderdi.
Bu esnada Evra da Heinze ile çarpışıp yere düştü. Kaka kaleciyle karşı karşıya kaldı. Bundan sonrası artık çocuk oyuncağıydı. Topu ağlara yolladı. Oldukça estetik ve gerçekten ciddi bir fiziksel mücadele sonucu gelen bu gol, seyir zevkini arttıran bir goldü. Milan bu maçı kaybetse de Atina’daki finale giden taraf oldu ve iki sene önceki geri dönüşün rövanşını alarak Liverpool’u mağlup etti.
38- Ronnie Whelan (İrlanda Cumhuriyeti vs. SSCB – 15 Haziran 1988)
Euro 1988 dediğimizde aklınıza gelecek ilk golü hepimiz biliyoruz sanırım. O muhteşem golün yanında bu turnuvada bir başka ikonik gol daha var aslında. Bilmeyenler için hatırlatalım…
Şampiyon Hollanda’nın da yer aldığı grubun bir başka maçında İrlanda ve Sovyetler Birliği karşı karşıyaydı. İrlanda taç atışı kazandı. Mick McCarthy oldukça uzun bir atışla topu ceza sahası içine gönderdi. (Enteresan bir detay olarak, McCarthy’nin önünde konumlanan Sovyet oyuncu taç esnasında zıplamış.)
Top birçok kişiyi geçti ve ceza sahası çizgisine çok yakın konumlanan Ronnie Whelan’a ulaştı. Kuznetsov’un yakın savunmasına rağmen Whelan gelen topa sol ayağıyla inanılmaz bir vole vurdu. Çok zor ve akıllıca yapılan bu vuruş futbol tarihinin en “underrated” gollerinden biri olabilir.
39- Ronaldinho (Chelsea vs. Barcelona – 8 Mart 2005)
90 dakika: 40 serisine onu koymazsak olmazdı. Ronaldinho, futbolu izleyen herkes için özel biri. Attığı çalımlar, uzaktan harika golleri… Futbol tarihinin gördüğü en yetenekli oyunculardan o. Bu gol de onun klasını yansıtıyor.
Orta alana çok yakın bir noktada Barça stoperi Oleguer ileriye doğru uzun bir top attı. Chelsea ceza sahasında John Terry kafayla uzaklaştırdı. Ardından Iniesta topu kazandı. Topu kontrol edip Ronaldinho’ya pas verdi.
Ronaldinho, sağ ayağıyla topu aldığında pek bir seçeneği yok gibiydi. Pas atmak istese muhtemelen topu kaybedecekti çünkü yakın savunuluyordu. Vuruş açısı da oldukça dardı fakat söz konusu kişi Ronaldinho’ydu.
Şapkadan tavşan çıkarmak onun işiydi. Durumun zorluğuna rağmen sağ ayağıyla ceza yayından zarif bir gol attı. Klas, inanılmaz, fantastik gibi ifadeler bence bu golü anlatmak için yeterli değil. Üst düzey bir vuruş, harika bir çalım yok çünkü bu golde. Ronaldinho’nun her şeye rağmen attığı zarif ve etkileyici bir gol var.
40- Rogerio Ceni (Sao Paulo vs. Bahia – 19 Ekim 2014)
90 dakika: 40 içinde devreye girmeden önce bu yazının son golü Güney Amerika’dan geliyor. Rogerio Ceni’nin bu güzel golünden bahsetmeden önce kısaca kim olduğundan bahsetmeliyiz.
Rogerio Ceni bir kaleci fakat onu mevkidaşlarından ayıran şey duran topları çok iyi kullanması. 22 yıllık kariyerinde frikik ve penaltılardan toplam 131 gol atan Ceni, tarihte en çok gol atan kaleci konumunda. Birçok forvet oyuncusundan daha fazla golü olması, onu elbette özel kılıyor.
Bahia’ya karşı attığı bu gol onun 123. golüydü. Sağ ayağıyla topa çok iyi bir falso vererek kullandığı frikiği rakip kalecinin müdahalesine rağmen ağlarla buluştu. Açıkçası Ceni, birçok oyuncudan çok daha iyi bir duran top yeteneğine sahip. Bu gol de en klas gollerinden biri.
Okumaya devam et: