90 dakika: 20′

Gol, sadece topun çizgiyi geçmesi değildir. Yarattığı heyecanla, yaşattığı duygularla her gol ayrı ayrı özeldir. Buradan yola çıkarak “90 dakika” serimizde futbol tarihinin her dakikasında meşin yuvarlak ağları havalandırdı. İzlemesi de atılan gol kadar heyecanlı olan bu seride yeni golleri inceleyeceğiz.
Yeşil sahalarda 90 dakika
11- Dennis Bergkamp (Newcastle United vs. Arsenal – 2 Mart 2002)
2000’li yılların başında Wenger yönetimindeki Arsenal, oynadığı oyunla dünyanın en iyileri arasındaydı. Bergkamp, takımın adeta sahadaki beyniydi. St. James’s Park’ta attığı bu gol, Bergkamp’ın nasıl bir futbolcu olduğunu anlatmaya tek başına yetecektir aslında. Pozisyonun başlangıcında kendi yarı sahalarından topu çıkarırken Bergkamp, sol taraftaki Pires’e pası yolladı.
Pires bir müddet topu sürdükten sonra pasını içeri doğru koşuyu atan Bergkamp’a attı. Ceza sahasının önünde topu alan Hollandalı forvet, birebir eşleştiği Nikolaos Dabizas’ın sağ tarafındaydı. Bir an için sırtı kaleye dönükken dahice sol ayağıyla topu rakibinin arkasına attı ve kendisi de dönerek rakibinin önüne geçti.
Rakibinden sıyrıldıktan sonra yaptığı tek şey ise sağ ayağıyla zarif bir vuruşla topu ağlara yollamaktı. Daha sonra kendisinin de söylediği üzere o an yapabileceği en hızlı ve mantıklı hareket buydu. Bu düşünce, dünya futboluna ikonik bir gol kazandırdı. Hiç kuşku yok ki yeşil sahalarda bu golü dünyada o dönem atabilecek çok az isim sayabiliriz, bunlardan biri de Bergkamp olacaktır.
12- Luis Figo (Real Madrid vs. Manchester United – 8 Nisan 2003)
Los Galacticos projesinin ilk zamanlarına gidiyoruz. Bu karşılaşma o dönemki futbol izleyicisi için rüya gibi bir eşleşme niteliğindeydi. Ronaldo, Zidane, Figo, Roberto Carlos, Raul’lü Real Madrid ve Scholes, Beckham, Van Nistelrooy, Giggs’li Manchester United karşı karşıya geldi. En önemlisi de Sir Alex Ferguson ile sorun yaşayan Beckham, o yaz gideceği Real Madrid’e karşı oynamakta.
Maçın başlarında ceza sahasının solunda Figo, Zidane’a topu verdi. Zidane şut çeker gibi yapıp topu tekrar aynı yerdeki Figo’ya attı. Portekizli yıldız topu aldığı gibi oldukça iyi yükselterek sağ köşe ağlarına gönderdi. Fabien Barthez, biraz önde kalıp ve topa hafifçe uzansa da bu gole engel olamadı.
Bu maç Figo ile başlayan resital Raul’ün iki golüyle devam etti. 90 dakika sonunda Santiago Barnebau’da 3-1 kazanan Real, Old Trafford’da Ronaldo’nun hat-trick yaptığı maçı 4-3 kaybetse de turu geçen taraf oldu.
13- Radja Nainggolan (Galler vs. Belçika – 1 Temmuz 2016)
Avrupa Futbol Şampiyonası’nda ilk kez yer alan Galler ile en iyi jenerasyonuna sahip Belçika’nın yeşil sahalarda bu karşılaşması içinde birçok hikayeyi barındırıyor…
13. dakikanın başlarında Axel Witsel orta alanda hemen yakınındaki Nainggolan ise paslaştı. Nainggolan hemen solundaki Eden Hazard’a topu gönderdi. Hazard top ile buluştuğunda Witsel ve o bölgede savunma yapan Galler oyuncuları Nainggolan’ın etrafından uzaklaştı. Hazard önü bomboş olan Nainggolan’a pası attığında kafasında bu vuruş çoktan gol olmuştu.
O bölgeden birçok güzel golünü sayabiliriz. Yıldız orta saha sağ ayağıyla uzaktan muhteşem bir vuruş yaptı. Böylelikle “Uzaktan atılmış en iyi goller” videolarına harika bir gol eklendi. Belçika, bu golle öne geçmiş olsa da 90 dakika sonu onlar adına hüsran oldu.
14- Lionel Messi (Nijerya vs. Arjantin – 26 Haziran 2018)
Lionel Messi, futbol tarihinin gördüğü en iyi yeteneklerden biri olduğunu biliyoruz. Barcelona’da kazandığı şampiyonluklar ve yaptığı yüzlerce şey onu çok özel kılıyor. İhtişamlı kariyerinde o da diğerleri gibi eleştiriler alıyor elbette ve bunlardan biri de Arjantin Milli Takımı ile olan performansı.
2014’te Dünya Kupası finalini kaybetmesi ve 2016’da da Şili’ye penaltılarla kaybedilen Copa America finalinin ardından milli takımı bırakma kararı aldı. Büyük ısrarlar sonucunda tekrar milli formayı sırtına geçirdi Messi. Arjantin zar zor gittiği 2018 Dünya Kupası’nda büyük bir trajedi yaşıyordu.
İzlanda beraberliği ve 3-0 kaybedilen Hırvatistan maçının ardından gruptaki son maçlarında Nijerya’ya karşı kazanmaktan başka çareleri yoktu. Arjantinlilerin gün en çok ihtiyacı olan kişi Messi’ydi.
Ever Banega orta çizgiye çok yakın bir noktadan ileriye koşu atan Messi’ye orta yolladı. Harika pas sahibini buldu. Her şairin kendine imza bir şiiri vardır. Messi’nin de şiiri buydu. Yeşil sahalarda şiirini söyleyen bir şairdi Messi. Ceza sahasında sol bacağında yumuşattığı topu sol ayağıyla sağa doğru gönderdi. Çünkü onu savunan Omeruo yakınındaydı.
Boş pozisyonu bulan Messi sağ ayağıyla ters köşeye topu yolladı. Golden sonra iki kolunu açtı, yere çöktü ve ellerini havaya kaldırdı. O esnada tribünde onu izleyen Maradona da ellerini omzuna götürüp çılgınca sevindi. 90 dakika sonunda maçı 2-1 kazanan Arjantin gruptan çıktı ancak turnuva şampiyonu Fransa’ya kaybederek kupaya veda etti.
15- Hakan Çalhanoğlu (Roma vs. Inter – 4 Aralık 2021)
Köşe vuruşları, üzerine tezler yazılmış ve takımların hücumuyla savunmasıyla ekstra çalışmalar yaptığı önemli bir konu. Köşe vuruşu sonrası çeşit çeşit gol senaryosu olabilir fakat direkt kornerden gol olan pozisyon sayısı çok azdır. Yakın bir tarihte Milli futbolcumuz Hakan Çalhanoğlu da bu nadir senaryoyu gerçeğe dönüştürdü.
Sol taraftan kullanılan köşe vuruşunda ön direğe güzel bir vuruş yaptı. Ön direğin yakınlarındaki oyuncuların arkasından ağlarla buluşan topu biraz arka direğe yakın pozisyon alan kaleci Rui Patricio çıkaramadı. Hakan Çalhanoğlu’nun kaliteli vuruşuyla ve Roma savunmasının hatalarıyla birleşiminden böylesine enteresan ve güzel bir gol ortaya çıktı.
Editörün Seçtikleri
- Liverpool hangi oyun anlayışını benimsiyor?
- Louis van Gaal prostat kanseri olduğunu açıkladı!
- Futbol neden 11 oyuncuyla oynanır?
- 90 dakika: 10′
16- Steven Gerrard (Liverpool vs. Manchester United – 31 Mart 2001)
Steven Gerrard, Liverpool’a adadığı kariyerine çok sayıda kupa ve güzel gol sığdırdı. Bu gol de Anfield’da attığı ikonik gollerden akılara kazınanlardan bir tanesiydi. Golün öncesinde United kalecisi Barthez’in aut atışı kendi yarı sahasında kaldı ve top Liverpool’a geçti.
İki kez kafalardan seken top Robbie Fowler’ın önünde kaldı. O da kimse tarafından savunulmayan Gerrard’a topu verdi. Liverpool efsanesi topu aldı, kontrol etti ve 32 metreden kalenin sol tarafına akıl almaz bir vuruş yaptı.
Böylesi bir gole yapılacak çok da bir şey yoktu doğrusu. Maçın önemden ve golün güzelliğinden dolayı Anfield adeta yıkılıyordu. O gün 17 numaralı formayı giyen Gerrard, yeşil sahalarda oynanan Liverpool-United rekabetinin en özel anlarından birine imzasını atmıştı.
17- Olivier Giroud (Arsenal vs. Crystal Palace – 1 Ocak 2017)
Listemizde çok sayıda kaliteli gol var fakat bu gol kesinlikle fantastik. Crystal Palace atağının sonunda topu Arsenal kazandı ve o vuruşa giden yolculuk başladı. Kısa ve tek paslarla ev sahibi oyunu rakip sahaya çabucak taşıdı.
Alexis Sanchez topu alıp kontrol ettiğinde ceza sahasına girmeye hazırlanan Giroud pas istedi. Ortanın geldiği noktada iki Palace oyuncusu olmasına rağmen top ona başarılı bir şekilde gitti. Giroud gelen topa sol ayağıyla bir akrep vuruşu yaptı. (Yani sol ayak topuğuyla yüzü kaleye dönükken vuruşunu yaptı.)
Üst direğe çarpan top ağlarla buluştuğunda izleyenlerin verdiği tepki muhteşemdi. Giroud’nun Arsenal ve Chelsea döneminde çok enteresan golleri var. Ancak bu diğerleriyle kıyaslama yapılacak olursa kariyer gollerinden biri olabilir. Bu fantastik vuruşu bu seviyede yapmak çok özel bir iştir. Giroud’nun bu golü aynı zamanda 2017 Puskas ödülünün de sahibi olmuştur.
18- Giovanni van Bronckhorst (Uruguay vs. Hollanda – 6 Temmuz 2010)
Birçok futbolseverin gözünde farklı bir yeri vardır 2010 Dünya Kupası’nın. İspanyolların etkileyici futbolu, birçok tarihe geçen mücadele, vuvuzela sesi… Kupada artık yarı finallere gelinmişti.
Olaylı Gana maçından sonra penaltılarla turu geçen Uruguay, Sneijder ve Robben’li kadrosuyla ciddi bir aday olan Hollanda kozlarını paylaşıyordu. Portakalların hücumu sağ tarafta başladı. Rakip kaleye o esnada oldukça uzaklardı.
Top kısa bir süre içerisinde önce ortaya alana sonra da sol kenara gitti. Demy de Zeeuw’un pasıyla top sol tarafta konumlanan van Bronckhorst’a ulaştı. Hollanda’nın sol beki topu aldıktan sonra kaleye uzak bir noktadan çok güçlü bir vuruşa imza attı.
Sağ yan direğin üst tarafına çarpıp ağlarla buluşan top bu uzak mesafeden gol oldu. Kaleci Muslera topa dokunmayı başardı ancak o bile topu çıkarmaya yetmedi. Maçın açılışı bu golle oldu ve 90 dakika devamında Hollanda finale uzanan taraf oldu.
19- Roberto Carlos (Fransa vs. Brezilya – 3 Haziran 1997 – “Fizik kurallarına aykırı frikik”)
1997 yazında Fransa’da Dünya Kupası için bir hazırlık maçına konuk oluyoruz. Brezilya’nın sol beki Roberto Carlos akıllara durgunluk veren bir vuruş yaptı. Öyledir ki bu vuruş günümüzde birçok konuya misafir oldu. Bir sürü fizikçi bu vuruşu inceledi.
Bu yazıyı okuyorsanız bir futbol hayranısınız ve muhtemelen çok fazla kaliteli frikik golü izlediniz. Ancak Roberto Carlos’un bu frikik golü, yeşil sahalarda bu zamana kadar atılan frikik gollerinden çok daha başka bir noktada.35 metreden frikik kazanan Brezilya’da Carlos topun başına geçti. Bulunduğu yerden orta yuvarlağa kadar açılarak vuruş için koşmaya başladı.
Şutlarının çok güçlü olduğunu hepimiz biliyoruz nitekim bu golde inanılmaz bir yön değiştirme vardı. Sol ayağıyla sağa doğru gönderdiği top havada yeniden sola döndü ve sağ yan direğe çarpıp gol oldu. Dolayısıyla bu vuruş tarihe “Fizik kurallarına aykırı frikik” olarak geçti.
20- Shunsuke Nakamura (Celtic vs. Rangers – 16 Nisan 2008)
Futbolda özel rekabetlerden bahsetmek gerekirse bunlardan biri kuşkusuz Old Firm derbisi olacaktır. Her büyük derbi mücadelesi gibi bu maçlarda da heyecan normalden çok daha yüksek olur. Japon futbolunun simge isimlerinden Nakamura da Celtic formasıyla bu rekabetin ikonik anlarından birinde başrol oynadı.
Celtic, taçtan oyunu başlattı. Oyun paslarla sağ yöne doğru genişledi. Caldwell orta sahanın gerisinden orta alandaki Nakamura’ya topu yolladı. Top biraz önüne düştü ve o da sol ayağıyla topu kontrol etti. Bu nedenle birkaç saniye içinde vuruş yapabileceği bir duruma geldi.
Başka bir oyuncu olsa belki topu sürmeye devam edebilir, ardından kaybedebilirdi ama o vurmayı tercih etti. Oldukça uzak mesafeden sol ayağıyla çıkardığı şut ağlarla buluştuğunda tribünler ayaktaydı.
Vuruştan sonra top havada falso kazanıp sola yöneldi. Gole estetik katan vuruş kadar topun gittiği doğrultu da diyebiliriz pekala. Üç yıldır Celtic forması giyiyor olmasına rağmen bu gol onun ilk Old Firm golüydü. Böylelikle açılış golü ise takdir edeceğiniz üzere muhteşem oldu.