10 numaranın ölümü: Taktiksel değişim!
10 numaranın ölümü nedir? Futbol gün geçtikçe değişen ve hızlı gelişen bir yapıya geçiş yaptı. Çocukluk kahramanlarımız 10 numaralar artık neden yok? Gelişen taktiksel stratejiler 10 numaranın ölümüne sebep oldu. Bu yazıda teknik adamların neden artık 10 numara tercih etmediğini açıklıyoruz!
10 numaranın ölümü…
Futbolda hiçbir şey 10 numaraların prestijinin önüne geçemez. Dünyanın Pele, Maradona, Zidane ve Messi gibi en ünlü oyuncuları 10 numarayı giydi. 10 numarayı giyip atak yaratan ve gol atan bir futbolcu olmak her çocuğun hayalidir. Birçok kişi yıllarca 10 numaraları sahadaki en etkili kişi olarak gördü.
Şimdi, futbolda 10 numaraların her zamankinden daha az etkili olduğu, hızlı ataklar ve kurgulanmış orta sahalara odaklanılan yeni bir döneme giriyoruz. Gördüğümüz şey, bilinen yani klasik haliyle 10 numaraların ölümü.
Geçtiğimiz birkaç sezonda, 8/10 hibrit orta sahaların ortaya çıkışı yaratıcı 10 numaraların değerini azalttı. Bu yazıda taktiksel analiz ve taktik teori değerlendirmesi, günümüz futbol tekniklerinde neden 10 numaranın ölümü gibi konuları inceleyeceğiz.
Neden 10 numara?
Geleneksel 10 numaraların neden modern futbolda daha az etkili olduklarını anlamak için, onların yaygın olarak bilinen karakteristik özelliklerini anlamak gerekli. 10 numaralar, olağanüstü bir oyun görüşüne, teknik yeteneğe, pas verme yeteneğine ve performanslarıyla bir takımı değiştirme eğilimine sahip, sahadaki en yaratıcı oyunculardır.
10 numaralar, forvetlerin arkasında aynı zamanda daha defansif orta sahaların önünde boşluklar bulurlar. Bu hücum oyuncusunu marke etmeyi çok zorlaştırdığından rakipler için büyük sorunlar meydana getirir. Bu yüzden, tehlikeli 10 numaralara karşı oynayan takımlar ya onları adam adama savunma ile durdurmaya çalışır ya da sistemlerini 10 numaranın tehditlerini durdurmak için değiştirirler.
Aşağıdaki takım, bir teknik direktörün rakip takımın 4-4-2 oynadığı bir maçta 4-2-3-1 dizilişi ile 10 numarasını nasıl kullanacağını gösteriyor. 10 numaralı bir diğer diziliş 4-1-2-1-2’dir. Ancak bu diziliş günümüzde pek yaygın değildir.
10 numara yukarıda belirtilmiş ve oyuncunun sahip olduğu yetenekler avantajlı pozisyonu ile birleştiğinde ne kadar etkili olabileceği gayet açık. Bu kısa bakış 10 numaranın takım için nasıl önemli olabileceğini gösteriyor.
Bu taktiksel teori raporu, bu tip pozisyonlar ve oyuncular; günümüz oyunu ile alakalı değil demeyi hedeflemiyor. Ancak günümüzde kurgulanan taktiklerinin eğilimi bu yönde. Ana nedenler yazı boyunca tartışılacaktır…
Taktiklerin Değişimi
10 numara ihtiyacını ortadan kaldırmak için modern taktiklerdeki değişikliği görmeye başlamamızın ilk nedeni, dünyanın en iyi takımlarının kullandığı dizilişlerdeki değişiklik. Örnek 10 numara kullanan teknik direktörlerin iki farklı formasyon kullandığını gösteriyor: 4-2-3-1 ve 4-1-2-1-2.
Modern futbolda bu formasyonlar 4-3-3 ile kıyaslandığı zaman daha az yaygın. 4-3-3 yeni bir diziliş olmasa da teknik direktörlerin 4-3-3’ü şekillendirme tarzı gelişti. Liglerin ve kulüplerin dizilişlerdeki eğilimleri deneyimlemesi yaygındır çünkü futbol sürekli değişiyor.
2000’lerin başında Sir Alex Ferguson ve Arsene Wenger gibi teknik direktörler, 4-4-2 taktik dizilişini kullandığı için dünyanın en iyi takımlarının temelini oluşturuyordu. Bu takımlar inanılmazdı. Hatta Arsenal 2004-2005 sezonunda yenilmeden Premier Lig şampiyonu oldu.
Sürekli başarıya rağmen, her lig ve takımın dizilişi yani taktiksel fikirleri değişir. Bu kez 10 numaralar, 4-3-3 dizilişini kullanan teknik direktörlerin elinde kayboluyorlar. Taktiklerdeki bu değişimin harika bir örnek çalışması Liverpool.
10 numaranın ölümü: Liverpool
Jürgen Klopp geldiğinden beri, Liverpool tarihi bir güç merkezinden modern bir yıkıcı güce dönüştü. Onun Kırmızılarda şimdiye kadar yakaladığı başarı, güçlü eklemeler ve Klopp’un sistemine güven gibi nedenlere dayanak sağlamaktadır.
Oyuncular sisteme oturmadığında Klopp’un 4-3-3 taktiğinin çalışmayacağı açık. Liverpool, yüksek gol istatistiklerine sahip bir takımdır. Kırmızıların, orta sahalarından hücüm katkısı alamaması onların farklı rollerde olduğunu gösteriyor.
Atak geliştirirken bile Liverpool bir sezonda yüksek asist yapan iki beki Andrew Robertson ve Trent-Alexander Arnold’ı kullanıyor. İki bekin de çizgi oyuncusu olması Klopp’un takım genişliğine olan bağlılığını ve atakların nereden başladığını gösteriyor.
Çünkü bekler, sürekli ileri çıkıyor ve öndeki üçlü ceza sahasına girerek kendi şanslarını oluşturuyor. Liverpool’un orta sahalarına ise dengeyi sağlamak kalıyor. Liverpool gibi bir takımdaki üretimin nereden geldiğine dair bu kısa genel bakış, 10 numaranın neden daha az önemli hale geldiğini açıklamış oluyor.
Yaratıcılığın ve gol üretiminin ana alanları üç forvet ve kanat beklerin genişliğinden geliyor. Bu durum, taktiklerde lüks sayılabilecek 10 numara oyuncusuna yer bırakmaz. Örneğin, Philippe Coutinho’yu düşünün; Coutinho, en sevdiği pozisyon sorulduğunda röportajlarda belirttiği gibi kendisini gerçek bir 10 numara olarak görüyor.
Coutinho inanılmaz yetenekliydi. Gol atabilen ve yaratabilen gerçek bir 10 numaranın tüm özelliklerine sahip olduğu için iddiası doğru. Ancak Klopp Liverpool’u devraldığında, oyunun planında Coutinho’yu 10 numaraya yerleştirmedi. Bu, Brezilyalı’nın Liverpool’da çoğu maçına kanatta başlamasına neden oldu.
4-3-3 kullanan her takım bu özel taktikleri kullanmasa da, dünyanın en başarılı takımları bunları kullanıyor. Liverpool, PSG, Real Madrid ve Manchester City gibi takımların hepsi, 4-3-3’ü bu taktiklerle kullanan inanılmaz derecede başarılı kulüplerdir.
Dünyanın en yetenekli oyuncularına sahip olmalarına rağmen, orta saha oyuncuları, modern oyunda evrim gösteren futbolculardır. Ancak hiçbiri 10 numara olarak kabul görmüyor.
8/10 Hibrit oyuncuların ortaya çıkışı!
Bir mevkinin dönemi kapanırken yeni bir mevkinin ortaya çıkışı futbolda yaygın bir durumdur. Bugünün taktiklerinde 10 numaraların kayboluşuna ve 8/10 hibrit oyuncuların ortaya çıkışına şahitlik ediyoruz.
Bunun nedeni, menajerlerin çoğunlukla hem defansif ve pozisyon bilgisi anlamında yetenekli hem de derin oyun kurucu rolünde oynayarak öndeki üçlüye atak için daha çok alan açan oyuncular araması ve kullanmasıdır. Bütün bu özellikler yeni bir orta saha kalıbı meydana getiriyor.
Nasıl dünyaca tanınan bir 10 numara olmak inanılmaz derecede zorsa, aynı şey 8/10 hibrit için de söylenebilir. 8/10 hibrit oyuncuların ortaya çıkışını analiz etmek için birçok oyuncuyu örnek verebiliriz.
Ancak Premier Lig’de kalmak için bu bölüm Kevin De Bruyne’yi Manchester City’nin 8/10 hibrit olarak nasıl dünyanın en iyi orta sahalarından biri olduğunu açıklayacak. Evet, De Bruyne özel bir örnek; tartışılan ve açıklanan kavramlar diğer birçok oyuncuya uygulanabilir.
8/10 Hibrit: Kevin De Bruyne
De Bruyne 2019/20 Premier Lig sezonunda 35 maçta 20 asist yaptı ve 13 gol attı. Bu 33 gol Belçikalı yıldız için neredeyse maç başı 1 gol istatistiği anlamına geliyor. İstatistikler, De Bruyne’nin Manchester City menajeri Pep Guardiola’nın baş oyun kurucusu olurken nasıl geliştiğinin kanıtı.
Guardiola Manchester City’de 4-3-3 oynatıyor; De Bruyne bu sistemde sağ iç orta saha olarak görev yapıyor. Pep, De Bruyne’ye ileri gitmesi için diğer orta sahalara verdiğinden daha çok izin veriyor. Bu nedenle bu mevkiye 8/10 hibrit deniyor.
Belçikalı, pozisyon olarak 10 numara oynamıyor ancak klasik 10 numaraların görevlerini yerine getiriyor. Aşağıdaki ısı haritası, De Bruyne’nin maç başına bir gol istatistiği yakalarken aynı zamanda pozisyonunda ne kadar disiplinli olduğunu gösteriyor.
Bu ısı haritasının çok yoğun kırmızı alanlarına dikkat edin. De Bruyne’nin etkili olabilmesi için serbest dolaşıma ihtiyacı yok çünkü nitelikleri pozisyonu son derece iyi tamamlıyor.
Güçlü pozisyon farkındalığına sahip, ileri doğru paslar yapıyor (Premier Lig’de dördüncü sırada). İnanılmaz bir pas oranına sahip ve ceza sahası dışından çok sayıda gol atıyor. (altı gol) Tüm bu özellikler, De Bruyne’nin takımlarının savunma yapısına yardımcı olmasına izin veriyor.
Bu da bugün teknik direktörlerin taktik disiplinden feda etmelerini gerektiren 10 numara yerine kendi kalıbındaki oyuncuları istemesine ve kullanmasına yol açıyor. Defansif pozisyonu takıma yapı açısından yardımcı olurken, De Bruyne savunma açısından da top kapmalara katkıda bulunuyor.
8/10 Hibritler, 10 numaradan daha mı iyi?
2018/19 sezonunda, takımı için 237 top kapma kaydetti. De Bruyne bir önceki yıla göre neredeyse iki kat daha fazla maç oynamasına rağmen, top kapma istatistikleri üç kattan fazladır. Bu da 8/10 hibrit rolünün bir kulüp için ne kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Açıkça görüldüğü gibi Belçikalı, pozisyon olarak daha kısıtlı olmasına rağmen şans yaratma ve gole katkı sağlama konusunda herhangi bir sorun yaşamıyor. Kendi pozisyonundaki oyuncular ile kıyaslandığı zaman, De Bruyne 90 dakikada ortalama 3,22 şut pası veriyor.
En yakın rakibi ise 2,14 şut pasına James Maddison. İlginç olan, De Bruyne’nin bu sayıları geleneksel 10 numaradan derin bir konumda nasıl elde ettiğidir. Aşağıdaki resim, De Bruyne’nin 2019/20 sezonundaki asist ve şut asistlerini göstermektedir.
Okun başlangıcı, sahada nereden geçtiğini temsil ediyor. Çizgilere bakıldığında, asistlerinin veya şut asistlerinin çoğu sahanın üçte birlik kısmının dışından geliyor. De Bruyne’nin sahada derin bir pozisyondan nasıl yaratıcılık sağladığını gösteriyor.
Böylelikle kanat oyuncularının ve forvetlerin topu aldıklarında oynayabilecekleri daha fazla alan oluyor. Bu onun yeteneğini vurgular, aynı zamanda bir oyuncunun bu pozisyonda nasıl performans gösterebileceğini de açıklar. Teknik direktörler, üretkenlik için artık savunma yapısını feda etmeleri gerekmediğini fark ediyorlar.
Olağanüstü yeteneğe sahip oyuncular ve onlara 8/10 hibritin taktik talimatlarını vererek verim alabiliriz. Ancak, bir takımda her zaman bu kalibrede bir oyuncu mevcut değildir. Bu durumda teknik direktörler, takımlarının genişliğine ve forvetlerinin yaratma yeteneklerine daha fazla odaklanabilirler.
Geleneksel 10 numaralarının düşüşü nasıl mümkün olabilir? Teknik direktörler neden onları planlarına dahil etmiyorlar?
Geleneksel 10 numaraların düşüşü, başarılı modern futbol taktikleri ile 8/10 hibrit pozisyonunun ortaya çıkışının birleşimidir. Menajerler artık lüks 10 numaralı oyunculara ilk 11’de yer vermiyor. Çünkü takımdan hiçbir oyuncunun izinli bir güne sahip olmasını istemiyorlar.
10 numara performans göstermezse, serbest dolaşıma izin verilirse, takımın yaratıcı yeteneği ve savunma yapısı üzerinde son derece olumsuz bir etkisi olur. Bu taktik teori analizi, 10 numaralarının bir takım için değerli olmadığını öne sürmeyi amaçlamıyor.
Her takım kendi tarafını elindeki oyunculara uyacak şekilde yapılandırması gerekir. Bu analizin önermeyi amaçladığı şey; modern futbol taktiklerinin mevcut manzarasını görmeye devam ettikçe, takımlardaki yaratıcı rolün kesinlikle değiştiğidir.
Futbol gün geçtikçe değişmeye devam ediyor. Şimdi, 10 numaranın ölümü ve 8/10’nun doğumu. Yarın başka bir şey, sırada ne var?
Okumaya devam et:
- James Maddison: Teknik ve taktik
- Asist V savunması nedir?
- Formasyon Kılavuzları: Pep Guardiola, Thomas Tuchel, Ralf Rangnick