Sergen Yalçın ve Oyun Anlayışı
Sergen Yalçın ve Oyun Anlayışı nedir? O, Türkiye’de futbol denilince akla gelen ilk isimlerden biri. Halihazırdaki teknik direktörlüğünde de kendine has karakteriyle gündem olmaya devam ediyor.
Sergen Yalçın ve Oyun Anlayışı
Sergen Yalçın ve onun futbol anlayışını mercek altına alıyoruz. Teknik adamlık kariyerine Beşiktaş altyapısında başlayan Sergen Yalçın, U21 ve altyapı takımlarında yardımcı antrenörlük yaptı. 3 yıllık bir aranın ardından Gaziantepspor’un teknik direktörü oldu. Burada sadece 16 maç görev yapan Sergen Yalçın, daha sonra Sivasspor ile anlaştı. Sivasspor’dan sonra tekrar Gaziantepspor, Kayserispor ve Eskişehirspor’da teknik direktörlük yaptı. Liglerimizde teknik direktörlerin çalışma süreleri diğer ülke liglerine göre maalesef daha az.
Bu durumun bir göstergesi olarak Sergen Yalçın da Beşiktaş dönemi dışında sadece Sivasspor’da (38 maç) ciddi bir süre takımın başında kaldı. Konyaspor ve Alanyaspor kariyerlerinde, genelde diğer takımlarındaki gibi daha çok kötü gidişatı düzeltmek için çalışan Sergen Yalçın’ın bu konuda başarılı olduğu bir gerçek. İleride çalışacağı Beşiktaş’a nazaran, daha kısıtlı bütçelerle ve imkanlarla iyi bir yönetim sergilemesi dikkat çekiciydi. Alanyaspor döneminde takımın Avrupa potasına girdiğini de görmüştük. O dönemki şanssızlık, takımın geçirdiği kaza olmuştu. O dönem takımda yer alan forvet Josef Sural, kazada hayatını kaybetmişti. (Yeri gelmişken Major Ligler olarak Josef Sural’ı saygıyla anıyoruz.) Alanya görevinden sonra Yeni Malatyaspor’da da 21 maç görev yapan Yalçın, 15 Ocak 2020’de Malatya’dan ayrıldı.
Konyaspor, Alanyaspor ve Yeni Malatyaspor’da ağırlıklı olarak 4-2-3-1 ve 4-1-4-1 dizilişlerini kullandığını gördük. Bir teknik direktörün iletişimi, adeta her şeyidir çünkü ne yaparsa yapsın sürekli birileriyle iletişim kurmak zorundadır. Görevlerinde her türlü baskıyı deneyimleyen Yalçın, bütün tecrübelerinden çok şey öğrenmiş olacak ki liderlik yeteneği oldukça kuvvetli. Bu yeteneklerinin en çok öne çıkacağı yer, futbolculuğunda tarihine geçtiği Beşiktaş olacaktı. Beşiktaş, Şenol Güneş dönemi sonrası Abdullah Avcı ile anlaşmıştı. Pas odaklı bir yapı kurmak isteyen Avcı, pek iyi sonuçlar alamayınca yollar ayrıldı. Beşiktaş, teknik direktörlük görevi için efsanesi Sergen Yalçın’a yöneldi.
Sergen Yalçın’ın Beşiktaş Dönemi
Sergen Yalçın, 30 Ocak 2020’de Vodafone Park’ta yaklaşık 20 bin taraftarın önünde 1.5 yıllık sözleşmeye imzayı attı. Dünya üzerinde görüp görebileceğimiz en coşkulu teknik direktör karşılamalarından biriydi. Dolayısıyla kulübün ve taraftarın ona verdiği desteği anlatmak için başka bir kanıta ihtiyacımız yok. Ahmet Nur Çebi konuştuktan sonra söz ona geldi ve Sergen Yalçın taraftarına şu sözlerle seslendi:
“Çok heyecanlıyım. Hayatımda hiç bu kadar heyecanlanmadım. Öncelikle bize bu şansı verdiğinden dolayı başkanımıza ve yönetimimize teşekkür ediyorum. Taraftarımıza sonsuz şekilde minnettarım. Milyonlarca Beşiktaş taraftarına teşekkür ediyorum. Bu destek benim için mükemmel. Ayrı ayrı herkese teşekkür ediyorum. “
Görevi aldığında yaşadığı heyecan ve yapmak istedikleri tavrından çok net anlaşılıyordu. Beşiktaş, kötü bir dönemden geçiyordu ve kulübün de böyle bir mantaliteye ihtiyacı vardı.
“Bugüne dek çalıştığım takımlarda para gibi maddi detaylarla pek ilgilenmedim. Ben her zaman hedefleri olan takımları seçerim. Bu, şampiyonluk da olur, kümede kalma mücadelesi de olur.”
cümleleri, Sergen Yalçın’ın idealist tarafını da ortaya koyuyor. Beşiktaş’ta ilk hedefi durumu toparlamak, daha sonra da şampiyonluk mücadelesi vermek olacaktı. Göreve geldiği Rizespor maçından Galatasaray derbisine kadar olan süreçteki yedi maçın yalnızca birini kaybetti. Sergen Yalçın, kuşkusuz hücum futbolunu daha çok benimseyen bir teknik direktör ve bunu kısa sürede takımına yansıtmayı başardı. Kötü performans gösteren çoğu oyuncudan maksimum verim almaya başladı. Takım, daha rahat ve daha özgüvenli oynuyordu. Beşiktaş seri galibiyetleri alıyordu. Johan Cruyff’un ünlü bir sözü vardır:
“Futbol, basit bir oyundur. Zor olan da onu basit oynamaktır.”
Oyunculara nasıl etki ediyor?
Sergen Yalçın’ın teknik direktörlüğe bakış açısı, bunu yansıtır nitelikte. Mantalite, kulüple kurulan bağ ve oyuncu grubunu bir hedefe inandırma… Bu açıdan başarılı olduğunu defalarca kez gösterdi. Bunların yanında oyuncuların gözünde futbolculuk döneminin getirdiği bir etki olduğu da gerçek. Örnekle destekleyecek olursam, Sergen Yalçın, Ghezzal ile şöyle bir diyalog yaşamış:
“Rachid Ghezzal ilk geldiğinde menajeri Hakan Korkmaz’a benim nasıl biri olduğumu ve futbolculuğumu sormuş. ‘Google’a bak anlarsın’ demişler. O da merak edip açmış, eski maçlarımı izlemiş. Koşarak odama geldi. ‘Müthiş ve lider bir oyuncu imişsiniz, hakkınızda yanlış düşünmüştüm ama şimdi hayran oldum.’ Rachid’in eksikleri vardı, özel çalışma ile gidermeye çalıştık.”
İyi bir teknik direktör olmak için futbolcu olmak şart değildir. Ancak böyle bir kariyere sahipseniz teknik direktörlüğünüze olumlu yansır. Elbette teknik direktör olarak da gelişirseniz. 2020’nin Mart ayında Covid-19 nedeniyle ligler ertelendi. Haziran ayında lig tekrar başladıktan sonra iyi sonuçlar almaya devam eden Beşiktaş, üçüncü oldu. İkinci olan Trabzonspor’un UEFA’dan aldığı men cezası nedeniyle Şampiyonlar Ligi elemesi oynamaya hak kazandı. Beşiktaş, belki de pandeminin ve transferlerin gecikmesinin bir sonucu olarak Şampiyonlar Ligi ön eleme 2.tur maçında PAOK’a kaybetti. Ondan sonra Rio Ave ile oynanan Avrupa Ligi eleme mücadelesinde de mağlup olan Beşiktaş, sezona hiç de iyi girmedi. Üstelik, ligdeki takım sayısı da 21’e çıkmıştı. Bu, takımların sadece Süper Lig’de 40 maç yapacak olması demekti.
Covid-19 ve Ayrılık İddiaları
Sezon başlamadan önce Covid-19’a yakalanan Sergen Yalçın, takımının Trabzonspor ve Antalyaspor ile oynadığı maçlarda sahada bulunamadı. Konyaspor deplasmanında alınan 4-1’lik yenilgi ve Gençlerbirliği maçındaki 1-0’lık yenilgi moralleri bir hayli bozmuştu. Gaziantep deplasmanından da 3-1’lik yenilgiyle dönülmesi, ayrılık dedikodularının artmasına sebep oldu. Bu sıkıntılı dönemi Sergen Yalçın şöyle anlatıyor:
“Sezon başı çok önemli puan kayıpları yaşadık. Konyaspor’a, Gaziantepspor’a, Alanyaspor’a yenilmiştik. Takımdaki herkes şaşkındı. Eleştiriler yükseldi. Hatta yerime gelecek teknik adam isimleri dolaşmaya başlamıştı ortalıkta. Bu söylentilerin üstüne sakatlıklar, kart cezaları ve Covid-19 vakalarıyla uğraşmak zorunda kaldık. Sezon boyunca puan kaybettiğimiz karşılaşmalardan sonra ‘Bu kayıp Sergen’e yazar’ dediler. Güldüm, teknik heyetime ve oyuncularıma ‘Sinirlerinize hakim olun ve moralinizi bozmayın’ diyerek motivasyonlarını dik tuttum.”
Futbolun içinde bazen bu tarz sonuç alınamayan, hiçbir şeyin yolunda olmadığı zamanlar olur. Taraftar baskıları artar, krediniz yavaş yavaş düşmeye de başlayabilir. Bu durumlarda, elit teknik direktörler sakinliğini korur. Çalışmaya, motive kalmaya devam ederler. Sergen Yalçın, küme düşmeme mücadelesi veren takımlar da çalıştırdı. Bu dönemlerde elde edindiği baskı yönetimi tecrübesini de Beşiktaş’ta geçen bu zorlu zamanda kullandı.
Okumaya devam et:
- der fußball-professor: Ralf Rangnick
- Marcelo Bielsa: Delilikten Dahiliğe
- Mousa Dembélé’nin Beklenmedik Dehası
Şampiyonluğa adım adım..
Çalışmalar işe yaramış olacak ki takım bu süreçten sonra açılmaya başladı. Beşiktaş, son şampiyon Başakşehir’i evinde yendi. Fenerbahçe deplasmanında 4-3’lük bir galibiyete imza attı. Kasımpaşa galibiyeti, ardından Alanyaspor deplasmanında alınan mağlubiyet… Beşiktaş’ı liderliğe kadar taşıyacak olan yenilmemezlik serisi o mağlubiyetten sonra başladı. Erzurumspor- Rizespor maçları arasını kapsayan beş maçın hepsini kazandılar. Bu maçların hiçbirinde gol yemediler ve 16 gol attılar. Bu güçlü performansın yanında, takım mental olarak da kendine geldi. İlk yarı maçları bitene kadar tek puan kayıpları Hatayspor beraberliği oldu. İkinci yarı Trabzonspor yenilgisiyle başlasa da takım 4 Nisan 2021’deki Kasımpaşa maçına kadar maç kaybetmedi. Beşiktaş; birbirine uyumlu, bir hedefe inanmış bir oyuncu grubuna sahipti.
Bu oyuncu grubunun lideri de onları doğru sistem içinde rol aldırmaya devam etti. Beşiktaş, açık ara liderdi. Sergen Yalçın, 2020-21 sezonunda takımını çeşitli dizilişlerle oynattı. Dolayısıyla genel anlamda doğru zamanda doğru oyunu oynayan bir takım yapısı kurdu. Beşiktaş, 19-20 sezonunda maç içinde 6’lı savunma örneği de gösterdi. 20-21 sezonunda topa sahipken 3-2-5’e de döndü. Şampiyonluk sezonunda, büyük çoğunlukla 4-2-3-1 ve 4-1-4-1’i kullandı. Oyuncu tercihlerine göre kimlerin nerede duracağı değişim gösterdi. Kalıcı şeyler; Larin’den kanatta aldığı verim, Aboubakar’ın bağlantı oyununa katkısı, Ghezzal’ın Rosier ile uyumu oldu.
Pandemi dönüşünden bu yana Ersin Destanoğlu’nu birinci kaleci yapan Yalçın, onun da gelişiminde ciddi bir pay sahibi. Beşiktaş sezona dolu dizgin devam ediyordu. Onları tutacak bir takım yok gibi gözüküyordu. Sezonun son haftalarına kadar bu form devam etti. Bu arada takım Türkiye Kupası’nda da ilerlemeye devam etti ve finale yükseldi. Ligdeki Hatayspor maçında alınan 7-0’lık galibiyet adeta bir gövde gösterisiydi. Ancak Galatasaray deplasmanında ve içeride Karagümrük’e kaybedilen maçlarla şampiyonluk bir anda riske girmişti.
Sergen Yalçın: “Kimse içimdeki çığlığı bilemez… Güldüm.”
“Ekip arkadaşlarıma ve oyuncularıma, ‘Sinirlerinize hakim olun ve moralinizi bozmayın’ diyerek, motivasyonlarını dik tuttum. Galatasaray derbisine çok sıkıntılı çıktık. Yorgun ve eksik olmasaydık yenerdik. Benzer sorunları Karagümrük maçında da yaşadık. Kulübeden sahaya sürecek oyuncu bulamadım.”
Türkiye futbol tarihinin en zorlu sezonu geride kalmak üzereydi. Şampiyon olan takım son akşam oynanacak maçlarla belli olacaktı. Beşiktaş, Göztepe deplasmanındaydı ve en yakın rakibi Galatasaray’a karşı iki gollük bir avantajı vardı. Yani Beşiktaş bir farkla öne geçerse Galatasaray üç farkla öne geçmek zorundaydı. Beşiktaş’taki herkes, sezonun içinde olduğu gibi stres yönetimini iyi yapmayı başardı. İçinde çok hikaye barındıran bu sezonda, taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanan futboluyla şampiyonluğa uzanmıştı Beşiktaş. Şampiyonluk sonrası duygularını böyle açıkladı Sergen Yalçın:
“Rahmetli babam Özer Yalçın’a sözüm vardı: ‘Bir gün Beşiktaş’a dönüp şampiyon yapacağım.’ demiştim. Göztepe maçından sonra o yorgunluk bitkinlik arasında babama verdiğim söz aklıma geldi. Sevindim, yumruğumu havaya kaldırdım. Maç sonrası kendimi futbolcu arkadaşlarımın omuzlarında buldum. Büyük duygu yoğunluğu yaşadım. Soyunma odasında bağıra bağıra ağladım. “
Türkiye Kupası finalinde de Antalyaspor karşısında zafere ulaştı Beşiktaş. Sergen Yalçın’ın çok zorlu geçen bir sezonun ardından gelen bu iki kupa Sergen Yalçın’ın yönetim becerisini ortaya koyuyor. Sosyal medyada “Alfa” diye özetlenen tipine yakın bir karakterde olması onu Sergen yapan özelliklerinden birisi. (Burada yanlış anlaşılmalar olabileceği için belirtelim: “Alfa” odak nokta dominant karakterli bir lider olmasıdır.) Takım içi durum, hakem hataları vb. konularında son derece açık sözlü konuşuyor Sergen Yalçın. Sergen Yalçın’ın teknik direktörlüğündeki özel yanlarından birisi de hiç kuşkusuz oyuncuların gelişimine yaptığı katkı. Alanyaspor döneminde Ozan Tufan’ın performansının ne denli yukarıya çıktığı gözlendi. Beşiktaş’ta da Rachid Ghezzal, Valentin Rosier, Ersin Destanoğlu, Cyle Larin, Rıdvan Yılmaz, Vincent Aboubakar gibi isimlerin takım oyununda yüzde yüzlerine ulaşabildiklerini gördük.
Bu sezon nasıl bir Beşiktaş var?
2021-22 sezonuna da hızlı bir giriş yaptılar. Batshuayi, Teixeira, Pjanic gibi isimlerle güçlendirilen ve bir çoğu tarafından ligin en iyilerinden denecek bir kadroya sahipler. Şu sıralar sakatlıklarla boğuşsalar da herkesin sahada olduğu Beşiktaş takımı, geçen senenin devamı görüntüsünde. Yeni Malatyaspor maçını örnek gösterelim; İlk dakikadan itibaren ön alanda pres yapan, fiziksel olarak oyun hakimiyetini ele alan, nokta atışı paslarla sonuca gittiler. Kısacası hücum futbolunu yüksek seviyede oynayan bir takım vardı. Oyunun bu kadar muhteşem gözükmesinin sebebi kadro kalitesinin daha da yukarı çıkması elbette. Rizespor, Antalyaspor, Yeni Malatyaspor zaferleri Sergen Yalçın’ın etkisinin zirve yaptığı maçlardı.
Beşiktaş, Şampiyonlar Ligi’nde ise şu anlık beklediğini alamadı. İlerleyen süreçte takımın yavaş yavaş geri dönmesiyle daha rekabetçi bir Beşiktaş izlemek dileğiyle.. Aynı zamanda bu süreçte Sergen Yalçın’ın yönetim becerileri bir kez daha gözler önüne gelecek. Milli Takım arasına kadar ciddi bir fikstürle karşı karşıya. Sergen Yalçın, bu konuda tecrübesiz değil fakat neler olacağını da zaman gösterecek. Sergen Yalçın, kesinlikle farklı biri ve bunu içinde bulunduğu her maçta yansıtıyor. En önemlisi futbolun dinamiğini çözmüş ve bunu oyuncularına iyi aktaran biri.
“Anı yaşa, motivasyonunu kaybetme, sıkı çalış. Bu, onun başarı formülü; belki de hayatın.”